| aday olmayı kazanamadığımız halde bu kampanya birçok başarıya imza attı. | Open Subtitles | برغم أننا لم ننجح بتأمين الترشيح فهذه الحملة حققت إنتصارات كبيرة |
| Karşınıza sizi Washington'da temsil etmek için buradaki herkesten daha nitelikli bir kişinin ismini aday göstermek üzere gelmiş bulunmaktayım. | Open Subtitles | أقف أمامكم لوضع في الترشيح اسم رجل أكثر تأهيلا من غيره لتمثيلكم في واشنطن. |
| adaylığı hak eden birileri varsa sizlersiniz. | Open Subtitles | إذا كان هناك أحد يستحق الترشيح فبالتأكيد هو أنتم |
| Demek bir adaylığı böylece ziyan etmek istiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم يا جماعة تريدون أن تهدرو الترشيح للذي يستحقه |
| Ama adaylık komitesinden ismimin geçeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لكنّي أشكّ في أن يقبل إسمي مع لجنة الترشيح. |
| Biraz homomorfik Filtreleme... karışıklık giderme algoritmik geliştirme... flu gizleme. | Open Subtitles | يقوم بالقليل من الترشيح المتشابه, تحويل الصور المتشابهه, تحسين لوغاريتمي, يقلل من حده الإخفاء |
| Ya önseçimi kazanıp parti adaylığını sağlamak almak ya da siyasi skandal, ama ikisi olamaz. | Open Subtitles | انه اما الفوز فى الانتخابات و ضمان الترشيح فى الحزب او يمكن ان يكون فضيحه سياسيه لا يمكن الحصول على كلاهما |
| Üzülme Roz. aday olmak da bir onurdur. | Open Subtitles | لاتشعري بالسوء ياروز مجرد الترشيح للجائزة يعد شرفاً |
| Anayasa Mahkemesi için aday listesinin başında ve bu iş şansını sıfıra indirir. | Open Subtitles | انه على رأس قائمة الترشيح للمحكمة وهذا يمكن أن يقتله |
| Başkan yardımcısı için aday göstermeyi kabul edenler "evet" desin. | Open Subtitles | كل ذلك لاجل فتح باب الترشيح لنائب الرئيس , قول موافق موافق |
| Ona karşı aday olmalıyım. Ancak bu şekilde bunu korurum. | Open Subtitles | علي الترشيح ضده إنها الطريقة الوحيدة لحماية هذا |
| aday listesinden çıkmak istiyorduysan bunu duyurmak için berbat bir yol seçtin. | Open Subtitles | إن أردت ذلك الترشيح فقد اخترت الجحيم كوسيلة لإعلان ذلك |
| Önümüzdeki eyalet başsavcılığı adaylığı için bağışlarını arttıracak birkaç telefon görüşmesi yapacak. | Open Subtitles | ويجرى بعض المكالمات الهاتفية لجمع التبرعات لجولته القادمة من الترشيح كمدعى عام مساعد |
| adaylığı kabul etmeden önce, utandırıcı bir şey çıkmasın dedim. | Open Subtitles | أردت التأكد من إنه لا يوجد شيئاً محرج سوف يظهر قبل أن أقبل الترشيح |
| ABD hükümetinin başbakanlık adaylığı için yarışıyorum. | Open Subtitles | يشرفني هذا الترشيح لمنصب نائب رئيس الولايات المتحدة |
| Bu gece, cumhuriyetçi adaylık için olan kampanyamı sonlandırıyorum. | Open Subtitles | أنا أوقف حملتي الانتخابية لنيل الترشيح الجمهوري للرئاسة |
| Bu beklenmeyen adaylık beni hem şaşırttı hem de onurlandırdı. | Open Subtitles | حسنا، أنا تشرّفت ومتفاجئ بهذا الترشيح الغير متوقّع |
| Gitmem gerekmediğini biliyorum, ama adaylık açıklandığında Don herkesin onu pohpohlamasına izin verdi. | Open Subtitles | ، أعلم أنه ليس من المفترض أن أذهب ، و لكن .. عندما أتى الترشيح |
| Sonradan anladılar ki .havuzdaki Filtreleme sistemi, yunuslar için aşırı sesli çalışıyordu. | Open Subtitles | وعرفوا في النهاية، أن نظام الترشيح كان يُحدِث ضوضاء عالية |
| adaylığını geri al ve inzivaya çekil. | Open Subtitles | و أن تتنازل عن مكانك فى الترشيح |
| Sonra senatoya adaylığımı koymayı düşünüyorum. | Open Subtitles | ثم سأفكّر في الترشيح لمجلس الشيوخ. |
| Ve bence, eğer tüm bu filtreleri bir araya alırsanız, tüm bu algoritmaları alırsanız, Benim dediğim filtre baloncuğu elde derseniz. | TED | وأعتقد أنه إن أخذت كل هذه المرشحات معا، وأخذت كل هذه الخوارزميات، تحصل على ما أسميه فقاعة الترشيح. |
| Adaylığın bu konuda yardımı olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | من أن تكونِ ما يسمى بـدمية بالية. أعتقد حقا أن هذا الترشيح قد يساعدك في الواقع. |
| Başvuru formunu daha sonra ofisime getirebilirsin. | Open Subtitles | بإمكانك أن تجلبي الترشيح لمكتبي في وقت لاحق |
| İnan bana bunlara elini sürmek istemezsin. Tüm filtrasyon sistemini sökmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | ثقي بي، لا تودّين الانخراط في هذا، لقد اضطررت لتفكيك نظام الترشيح برمّته. |