| Demek ki iyi bir şapkayla, çıplak bir halde kayak yapabiliriz. | Open Subtitles | ما يهيّئ لك أنك تستطيع التزحلق عارياً إن وضعت قبعة مناسبة |
| Sizi sakinleştirdi ve kayak yapmaya gittiğini söyledi. | Open Subtitles | ومـا عليـه إلا أن هدّأك، ثمّ أخبرك بأنّه ذاهب لعطلة التزحلق |
| Pekâlâ, paten fiziğinden teorik fiziğe. | TED | ننتقل من فيزياء التزحلق إلى فيزياء النظريّة. |
| Neden yerin üstünde kayayım ki yerin altında kaymak daha eğlenceli. | Open Subtitles | لماذا التزحلق على نصف أنبوب، عندما يمكنك التزحلق على أنبوب مجاري؟ |
| Ne zamandır buz pateni yapmamıştım da. | Open Subtitles | أنا لم أمارس التزحلق على الجليد في الآونة الأخيرة وكان معى بعض الأصدقاء الشباب |
| Korkarım Sörf günleriniz bitti. | Open Subtitles | أخشى أن جسدك يتألم انتهت أيام التزحلق على الأمواج |
| Su kayağı yaptığın zamanlarda çekici, bronz tenli, adaleli biriydin. | Open Subtitles | عندما كنت تعتاد التزحلق كان مظهرك جيد ومفتول العضلات كنت ناجح |
| - Hayır, yapamam diyorum moron. kaymayı bilmiyorum | Open Subtitles | كلا أيها الغبي أنا لا أجيد التزحلق على الجليد |
| Soğuk havalarda terlik yerine kayak çoraplarımı giyerim. | Open Subtitles | عندما يكون الجو بارداً أرتدى جوارب التزحلق بدلاً من الأحذية |
| kayak ve polo ve Maine'de geyik avı. | Open Subtitles | التزحلق على الجليد و لعبة البولو ومطاردة الدببة فى ميين |
| Ya da bir kayak takımı, bir CD çalar kendime ait bir ev sineması sistemi. | Open Subtitles | و ربما عدة التزحلق على الجليد, و مشغل أقراص, و نظام الفيديو للترفيه المنزلي الخاص بي |
| Daha fazla kalabilirdim ama kayak merakı yüzünden derslerim kötü gitti. | Open Subtitles | كنت اود ان ابقى اكثر لكن التزحلق دمر دراجتي |
| Daha fazla kalabilirdim ama kayak merakım yüzünden derslerim kötü gitti. | Open Subtitles | كنت اود ان ابقى اكثر لكن التزحلق دمر دراجتي |
| Evet,fahat Benim bir diplomam olacak, ve ben kayak tatiline giderken sen benim çocuklarıma bakıcılık edeceksin. | Open Subtitles | أجل, لكن سوف أحصل على شهادة و سوف تقدم لأطفالى المقليات فى خلال طريق السفر فى طريقنا لرحلة التزحلق |
| Haydi paten kaymaya gidelim! | Open Subtitles | يجب أن نذهب لنحتفل بذلك . هيا إلى التزحلق |
| Ya biri gerçekten buraya gelir ve kaymak isterse ne olur? | Open Subtitles | ماذا سيحدث لو أن أحدهم أتى إلى هنا وأراد التزحلق فعلا ؟ |
| Joey, buz pateni fotoğraflarımıza bakmak ister misin? | Open Subtitles | جوي، أريد تحقق من صور لي ومنى التزحلق على الجليد؟ |
| Korkarım Sörf günleriniz bitti. | Open Subtitles | أخشى أن أيامك فى التزحلق على الماء قد انتهت |
| Uh, Ben Kelly Ann Bukowski, su kayağı takımından. | Open Subtitles | اوة ،أَنا كيلي آن بكويسكي مِنْ فريقِ التزحلق |
| Sen kaymayı bilmeyen bir zengin piçsin. | Open Subtitles | أنت ولد غني إلى حد ما الذي لا يستطيع التزحلق للتغوط. |
| Özellikle, paten kayma sonucunda zaten normalin üzerinde bir vücut sıcaklığın varsa. | Open Subtitles | وخصوصا عندما كنت لديها بالفعل أعلى من المعتاد درجة حرارة الجسم من كل ما التزحلق على الجليد. |
| Birkaç arkadaşın uğradı. Seni kaykay parkına çağırdılar. | Open Subtitles | بعض اصدقائك اتوا, سيقابلونك عند حديقة التزحلق |
| Ama sadece su kızağı yapmak için bu fırsatı geri tepemem. | Open Subtitles | لكن لا أستطيع تضييع مثل تلك الفرصة من أجل التزحلق في الماء وحسب |
| Asıl planımız kayağa gitmekti. | Open Subtitles | و لكني لست ضد التزحلق علي الجليد |
| - Pistte daha iyi kayarım. | Open Subtitles | -أنا أفضل حالا في ساحة التزحلق |
| Bak, bak, bak! Gerçekten çok büyük bir kaydırak, değil mi? | Open Subtitles | انظر, أنظر, أنظر ها هو لوح التزحلق الكبير |
| - Kayabilirim. | Open Subtitles | -أستطيع التزحلق |