| Siz benden utanmayın diye onunla evlenmek istedim. | Open Subtitles | أردت التزوج منه فحسب كيلا تخجل منّي أنت وأمّي |
| Bir çok kişinin seninle evlenmek isteyeceğine eminim. | Open Subtitles | لذلك ربما يوجد كثير من الخاطبين الذين يمكنك التزوج منهم. |
| Ait olmadığım bir adamla evlenemem hiçbir şekilde. | Open Subtitles | ... لا أستطيع التزوج برجل ... لا أنتمي إليه في كل شيء |
| Ben bir gelinim; Duvaksız evlenemem. | Open Subtitles | أنا عروس لا يمكننى التزوج بدون طرحة |
| - evli bir adam uygun mu peki? | Open Subtitles | حسنا , إذا الرجل التزوج هو المناسب ؟ |
| evlenebiliriz, ev alırız, bir sürü bebeğimiz olur. | Open Subtitles | نستطيع التزوج , شراء منزل و ننجب أطنان من الأطفال |
| Bugün evlenemezsin! Bu çok büyük bir hata! | Open Subtitles | لا يمكنك التزوج اليوم إنها غلطة كبيرة |
| Sevdiğim bir adamla evlenmek istemem bencillik mi? | Open Subtitles | اذاً ، رغبتى فى التزوج من رجل ، لدىّ مشاعر له |
| Yani buraya özür dilemeye geldin ki küçük boktan apartmanında evlenmek zorunda kalmayasın. | Open Subtitles | اذا ببساطة أنت أتيت هنا للاعتذار, حتى لا يكون عليك التزوج |
| Harika bir adamla evlenmek istiyorlar ama ilk fırsatta çekip gidiyorlar. | Open Subtitles | يريدون التزوج من رجل عظيم لكن عند اول هفوة... يرحلون. |
| Ona kapıldım ve dedim, "Bebeğim, evlenmek değil niyetim. | Open Subtitles | لقد ذهبت وأخبرتها عزيزتي لا أريد التزوج |
| Owen Taylor'ın kızkardeşinizle evlenmek istediğini biliyordu. | Open Subtitles | كان على علم بطلب (أون تايلور) التزوج بأختك. |
| evlenmek istiyor musun? | Open Subtitles | هل تُريدين التزوج منيّ؟ |
| Ben bir gelinim; Duvaksız evlenemem. | Open Subtitles | أنا عروس لا يمكننى التزوج بدون طرحة |
| Korkunç bir hata yaptım. Jeremy'le evlenemem. | Open Subtitles | أقترفت خطئاً فظيعاً (لا يمكنني التزوج من (جيرمي |
| Tekrar evlenemem. | Open Subtitles | لا يمكنني التزوج مجدداً. |
| Billy, seninle evlenemem. | Open Subtitles | بيلى) , لا أستطيع التزوج منك) |
| Ayrıca, tanıdığım diğer bütün kadınlar ya evli, ya profesyonel ya da yakın akrabam, bu durumda hemen hemen... kelimenin tam manasıyla kâinattaki tek kızsın. | Open Subtitles | الزائد فى كل فتاه أعرف أنه... التزوج , الأحتراف أو قرابة الصلة , إذا... أنت تقريباً , أنت ببساطة الفتاه الوحيدة فى العالم |
| Onlarla evli olmak istemezdim. | Open Subtitles | لن أريد التزوج منهن |
| Nikah ilanlarını kilisede okudular. İstediğimiz an evlenebiliriz. | Open Subtitles | تم قراءة إعلان الزواج في الكنيسة، يمكننا التزوج بأيّ وقت. |
| Ama yeniden evlenebiliriz ve bu kadar nadir olmayan bir koku alırız. | Open Subtitles | يمكننا التزوج مجددا مع عطر غير نادر. |
| Anne, bay Burns'le evlenemezsin. O şeytan gibi biri. | Open Subtitles | أمي ، لا يمكنك التزوج من السيد (بيرنز) إنه رجل شرير |