Verileri topladı ancak daha sonra, artık sızıntıyı gerçekleştirme konusunda emin değildi. | Open Subtitles | لقد جمعت المعومات ولكن أصبحت مترددة من أنها ستعمل على ذلك التسريب |
Tavanı tamir edebileceğini söyledi ama sızıntıyı gidermek için bir tesisatçı çağırmanız gerekebilir. | Open Subtitles | و لكن لإصلاح التسريب فعليك أن تستدعي سمّكري |
sızıntı yüzünden Phillips takımı her şeyi teker teker inceledi. | Open Subtitles | بسبب التسريب فريق فيليبس قامو بتمشيط كل الاشياء من البداية |
Tamir ekibi sızıntı tamamen sona erene kadar çalışmaya devam eder. | Open Subtitles | وفريق الصيانة سيظل يعمل حتى يتم أصلاح التسريب بالكامل |
Muhbirinin ölmesine sebep olan sızıntının kaynağının kendi olduğunu anlamış olmalı. | Open Subtitles | لابد أنّه أدرك أنّه كان مصدر التسريب الذي جعل مصدره يُقتل. |
İç İşleri sızıntının bu CIA bürosundan kaynaklandığını biliyor ama bu kişi herhangi bölümde çalışan herhangi biri olabilir. | Open Subtitles | الشؤون الداخليّة تعرف أنّ التسريب قد صدر من مكتب الإستخبارات هذا، لكن قد يكون أيّ أحدٍ في أيّ شُعبة. |
Dedi ki size bahsettiğim sızıntıyı sizin tamir etmeniz gerekiyormuş. | Open Subtitles | و قال أنه يجب عليك أن تصلح التسريب الذي أخبرتك عنه |
Biobilgisayardaki şu sızıntıyı halledebildiniz mi? | Open Subtitles | هل إستطعت أن توقف التسريب في الكمبيوتر الحيوي؟ |
Bu polimer sızıntıyı önleyebilir. | Open Subtitles | هذا المركب الكيميائي يستطيع إيقاف التسريب |
sızıntıyı yamayın ve yapay serebrospinal sıvı verin. | Open Subtitles | أوقفوا التسريب وزوداه بسائل نخاعيّ صناعيّ |
Hayır senin burada kalıp, sızıntıyı araştırmanı tercih ederim. | Open Subtitles | لا, أريد منكي أن تبقي هنا وتتفحصي ملفات التسريب |
Borular 30 yaşında. Binanın her yerinde sızıntı var. | Open Subtitles | أنابيب عمرها 30 سنة التسريب في جميع أنحاء المبنى |
Ayrıca komitede senin departmanından dolayı bir sızıntı oluştu. | Open Subtitles | وأيضاً أخبار اللجنة تسربت وهذا التسريب جاء من قسمك |
Kariyerimde yükselmek için elime çok önemli bir fırsat geçti ama şu sızıntı yüzünden kariyerimi berbat etmek üzeresin. | Open Subtitles | لقد قمت بأمرأ حقاً مهماً في مهنتي وأنت سوف تدمره بسبب هذا التسريب |
Şu sızıntı departmanımızdaki verimi düşürdüğü için kızgınlar. | Open Subtitles | إنهم غاضبون بسبب التسريب لأنه يضر بالإنتاج في قسمنا |
Gerçek şu ki hiçbir zaman sızıntının kimden olduğunu bulamayabilirsiniz. | Open Subtitles | الحقيقة، أنني لا أعتقد أنك ستعرف بكل تأكيد من المسئول عن هذا التسريب |
Beyler, korkarım kimyasal su boşaltma kanalında küçük bir sızıntı tespit ettik. sızıntının kaynağını bulana dek kimse gitmiyor! | Open Subtitles | أيها السادة ، أخشى أننا اكتشفنا وجود تسريب صغير بمكان من قسم الماء الثقيل ، لا ترحلوا حتى تجدوا ذلك التسريب |
Mesai arkadaşların doğal olarak sızıntının kaynağını öğrenmek isteyecekler. | Open Subtitles | وزملائكِ بالعمل سوف يريدون أن يعرفوا مصدر التسريب |
Soruşturmayla ilgili bilgi sızıntısını araştırma görevi bana düştü. | Open Subtitles | لقد قادت التحريّات بشأن التسريب إلى مختبري |
Pardon ama Sızan bilgi için beni mi suçluyorsun? | Open Subtitles | هل تلقيان باللائمة عليّ على هذا التسريب ؟ |
sızdırma skandalıyla babamın ilgisini ana hatlarıyla anlatıp elimden geldiği kadarıyla olayların kapsamlı bir kronolojisini kurula sunacağım. | Open Subtitles | سوف أخرج تورط أبي في فضيحة التسريب واقدم للمجلس الوقت الزمني الشامل |
Köstebek arıyorsanız, bilgisayarımı araştırın telefonumu kontrol edin. | Open Subtitles | إذا كنت تبحث عن مصدر التسريب ، افحص جهاز الكمبيوتر الخاص بي راقب هاتفي |
Bence suç laboratuvarındaki sızıntıyla bağlantılıydı. | Open Subtitles | أعتقد أنّي سددت التسريب الموجود في مخبر الجريمة |
Sızıntıdan hoşlanmayan insanlar, bunun ulusal güvenliğe zarar verdiğini söylemeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | الأُناس الذين لم يعجِبَهُم التسريب، محاولين القول بإنّ التسريب كان ضرراً بالأمن القوميّ. |
Benim tahminim olayın açığa çıkmasını istiyor ama sızdıranın kendisi olduğunun bilinmesini istemiyor. | Open Subtitles | تخميني أنه يريد خروجه ولا يريد أن يتتبع التسريب إليه |
Çünkü benim, bilgi sızdırdığımı gösteriyor. | Open Subtitles | صورتي هذه في تلك السيارة توضح أنني مصدر التسريب |