| Değişti. Artık aylak kırıntılarıyla takılmak istemiyor. | Open Subtitles | لقد تغيّر ولا يريد التسكّع مع حفنة من المشردين. |
| Aslında, eski kocamla takılmak istemen bir açıdan iyi bir şey. | Open Subtitles | في الحقيقة، أعتقد أنه لا مانع إن كنت تريد التسكّع مع زوجي السابق |
| Ama şu sıralar kimseyle takılmak istemediğini de söyledi. | Open Subtitles | لكنها قالت أنّها لا ترغب في التسكّع مع أي شخص في الوقت الراهن |
| Ailelerimizle takılmaktan başka yapacak birşeyi olma konusunda umutsuz olan bir garaj grubundan daha fazlasıyız biz. | Open Subtitles | نحن أكثر من مجرّد فرقة مرآب يائسة عن فعل أيّ شيء آخر من التسكّع مع عائلاتها |
| İki seri katille takılmaktan daha mı iyi olur? | Open Subtitles | التسكّع مع سفّاحَين... أهنالك خير مِن ذلك؟ |
| Bilirsin, insan bazen sadece civcivleriyle takılmak istiyor. Doğru. | Open Subtitles | كما تعلم، يحبّ المرء أحياناً التسكّع مع أصحابه. |
| Dur biraz. Güzel bir kadınla takılmak varken Cumartesi günü iş yapmayı mı seçtin? | Open Subtitles | انتظر لحظة، كان بإمكانك قضاء السبت في التسكّع مع امرأة جميلة، لكنّك اخترت العمل. |
| Arkadaşlarınla takılmak bu mu bu kadar önemli olan? | Open Subtitles | التسكّع مع صديقاتكِ، هو الشئ المهم؟ |
| Her ne kadar annemin hayal dünyasında sınırlı olsa da, ...Dan Archer ile takılmak iyi eğlenceydi. | Open Subtitles | "كان من الممتع التسكّع مع (دان آرتشر) حتّى ولو كان بمخيّلة أمّي فحسب" |