Bu tarz bütün yaratıkların Büyük Temizlik sırasında yok edildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | لقد ظننتُ أنّ كلّ تلك المخلوقات قد دُمّرت خلال التطهير العظيم. |
Ve yeni bir terim yarattılar. "Etnik Temizlik". | Open Subtitles | لنشر الخوف وأرهاب إدخال مصطلح جديد: التطهير العرقي. |
1. seviye arındırma tamamlandı, 2. seviyeye geçiniz. | Open Subtitles | المرحلة الاولى من التطهير إكتملت تابعوا الى المرحلة الثانية |
Sadece onun da diğerleri gibi arınma için dışarıda olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | كل ما أقوله أنه مسلح في الخارج بشكل تطوعي، بليلة التطهير |
temizleme dünya dertlerinden, ... acıdan ve şehvetten arındırmayı sembolize ediyor aynı zamanda da yeni bir hayatın ilk temizliğini sembolize ediyor. | Open Subtitles | التطهير يرمز للتخلص من عناء هذا العالم و آلامه وشهواته ويرمز أيضا للإستحمام الأول لولادة جديدة |
Zehirli gazla dezenfekte, türümü enfeksiyondan koruyan bir mekanizma. | Open Subtitles | التطهير ببخار مسموم, و هي خطة طوارئ الغرض منها |
Devrimden sonra yüzlerce devlet görevlisi başları kesilerek Tasfiye edildi. | Open Subtitles | بعد إعادة الملكية مئات المسؤولين قطعت رؤوسهم أثناء حملة التطهير |
karışık alanlarda etnik Temizlik oluyordu. | Open Subtitles | ويتم تطهير المناطق المختلطة في التطهير العرقي. |
"Büyük Temizlik" zamanına ait kayıtları görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد رؤية سجلات المحكمة من أيام التطهير الكبير. |
Atalarımızın kutsal Temizlik yaptığı yerde biz de kendi temizliğimizi gerçekleştireceğiz. | Open Subtitles | حيث أدّى الكاهن التطهير المُقدس سنقوم بتَطهير أملاكنا |
Büyük Temizlik'te arkadaşlarımız yakılırken, sadece durup izledin. | Open Subtitles | لقد وقفت وشاهدت أصدقائنا يحرقون في حملة التطهير العظيمة أنت لست سوى خائن |
Ve senin inancında ise borunun arındırma gücü var. | Open Subtitles | وهنالك معتقداتك بقوة التطهير لهذه الماصورة |
Eğer o dergide güvenemeyeceğin biri varsa, mekânı onlardan arındırma zamanı gelmiş demektir. | Open Subtitles | إذا كان هناك من لا توليه ثقتك بالمجلة فهذا هو وقت التطهير |
arındırma programı işe yarayabilir, bilmiyorum. | Open Subtitles | برنامج التطهير .ربما يجدي نفعا , لست واثقا |
Pırıl pırıl camımızın siftahını biraz arınma izleyerek yapsak mı? - Ne? | Open Subtitles | لمَ لا نقوم بتلطيخ زجاجنا الأمامي بمشاهدة شيئاً من التطهير من خلالها؟ |
arınma ayini yapmaya giden bu köylülerin peşinden gittiğim bu tepe gibi bir tepede. | Open Subtitles | تل كذلك الذي تبعت فيه بعض القرويين في طريقهم لطقس التطهير |
arınma töreni başlamaya hazır ve sen henüz... Peki! Gidip kendimi hazırlayayım. | Open Subtitles | مراسيم التطهير جاهزة للبدء حسنا ، سأذهب لأستعد |
Geleneksel olarak, temizleme işlemi için bir leğen kullanılırdı ancak hijyenik nedenlerden ötürü günümüzde, vücudu silmek için steril bezler kullanıyoruz. | Open Subtitles | حسب التقاليد، فإن حوض الإستحمام كان يستخدم في التطهير ..ولكن لأسباب صحية ..فإننا نستخدم اليوم أقمشة معقمة |
- Zehirli dezenfekte başlatılıyor. - Gidiyorlar! Kimse kalmadı! | Open Subtitles | جاري التطهير بالبخار السّام- انهم يرحلون, المكان آمن- |
Bu detoks bana da çok iyi hissettirdi. | Open Subtitles | التطهير يجعلني أشعر بحالة رائعة أيضاً. |
Ve en kötü şöhretlilerinden olan genç bir Malili, Ahmad Al-Faqi suçlu bulundu fakat soykırım veya etnik temizlikten değil, Mali'nin en önemli kültürel miraslarından bazılarının yok edilmesini azmettirenlerden biri olmasından dolayı. | TED | وواحد من أكثر سيئي السمعة هو أحمد الفقي، وهو شاب من مالي ولم يُتهم بالقتل ولا التطهير العرقي، ولكن كونه واحد من المحرضين في حملة للقضاء على جزء من التراث الثقافي المهم لمالي. |
Arın ve saflaş. Benimle tekrar edin. | Open Subtitles | التطهير والتنقية، قولوها معي. |
İçindeki bütün karanlık parçalardan Arınmaya çalışır. | Open Subtitles | لقد حاول التطهير من كل الاجزاء المظلمة داخله |
Bunlar Bosna'daki soykırım kurbanlarının son yolculuklarında yanlarında taşıdıkları eşyalar. | TED | هذه هي الأشياء التي أخذها ضحايا التطهير العرقي في البوسنة معهم إلى مثواهم الأخير. |
Bir "temizleyici "geliyor. "Temizleyiciyi" kim görmek istiyor? | Open Subtitles | التطهير قادم من يريد أن يري التطهير؟ |