"التغيير" - Traduction Arabe en Turc

• değişiklik
• değişim
• değişimi
• değişime
• değişikliği
• değişikliğe
• değişimden
• değişmek
• değişimin
• değiştirmek
• değişiklikler
• değişikliğin
• değişmeye
• fark
• değişmesi

Bunun üzerine biz de yasadaki değişiklik ve silah toplama programı sayesinde gerçekleşen olumlu sonuçları gösteren veriler topladık.
وكنا قادرين بعد ذلك على تعئبة البيانات لإظهار النتائج الناجحة الناتجة عن التغيير في هذا القانون وبرنامج جمع الأسلحة.

Bu kadar sert bir değişiklik bir gece içinde olmaz.
هذا التغيير العنيف لا يمكن أن يحدث بين ليلة وضحاها

Değil mi? Eğer kendinin değişimi yapacağına inanmıyorsan değişim hiç bir zaman gerçekleşmeyebilir.
لذلك، إن كنت لا تؤمن بأن بمقدورك صنع التغيير، فإن التغيير لن يحدث.

Bir şeyleri değişime zorluyordum çünkü kendimi kanıtlama ve başarı ihtiyacı beni tüketmişti.
كنت أجبر الأشياء على التغيير لأنني استهلكت للحاجة إلى النجاح أو لإثبات نفسي.

değişiklik olsun diye yalan söylemeyi dene. Dünyanın düzeni bu.
جربى الكذب على سبيل التغيير إنه العملة المتداولة حول العالم

değişiklik, düşünceyi hızlandıran dramatik olaylar olmayınca gerçekleşeceğini söylediğin şekilde gerçekleşmez.
..التغيير لا يحدث بالطريقة التى ذكرتيها بدون أحداث درامية تُعجل بالتفكير

Bu değişiklik kamu oylamasından önce olmalı ki sonuçları adil ve eşit olsun.
يجب أن يحصل هذا التغيير ..قبل التصويت العام كي تكون نتائجه عادلة وتمثيلية

Özür dilerim, konuşabileceğin bir hasta hoş bir değişiklik olur diye düşündüm.
آسف، ظننت أنّه من اللطيف أن تجد شخصا لتكلّمه من باب التغيير

değişiklik yapıp kendine karşı dürüst olduğunu görmek oldukça ihya ediciydi.
علي الاعتراف أنك تتجدد رؤيتك صريح مع نفسك على سبيل التغيير

- değişiklik için.. - Çocuklarla olan geçmişiniz nedir ?
ـ من أجل التغيير ـ ما هو تاريخك مع الأطفال؟

İlk olarak, haklısınız bizler yaşlandıkça değişim sürecimiz yavaşlıyor, ikinci olarak ise, haksızsınız, çünkü bu yavaşlama düşündüğünüz oranda gerçekleşmiyor.
أولًا، أنت محق، التغيير يتباطأ كلما كبرنا في العمر، ولكن ثانيًا، أنت مخطئ، لأنه لا يتباطأ بقدر ما نحن نعتقد.

Bu değişim, Profesor Nicalau Mills'in deyimiyle bir utanç kültürünü yarattı.
هذا التغيير أدى إلى ما يسميه بروفيسر نيكولاس ميلز ثقافة الإذلال

Sadece değişim seviyesini görmek için onlara bu bilmeceyi sormaya karar verdim.
لذلك قررت أن أطرح عليهم تلك الأحجية، فقط لأرى وأقيس مستوى التغيير.

Bir müddettir bu değişimi takip ediyordum ve iştirak ediyorum.
وقد تابعت هذا التغيير لفترة من الزمن ، وشاركت فيه

Bu değişimi başlatmamız için gerekli olan teknolojilerin çoğu zaten mevcut.
أغلب التقنيات التي نحتاجها للشروع في هذا التغيير متواجدة اليوم بالفعل.

İlginçtir ki bu durum Amerikalıları değişime ve iyi riskler almaya kapalı yapmış.
ومن المفارقة، هذا يجعل الأمريكيين أقل انفتاحاً على التغيير وأقل خوضاً للمخاطرة الجيدة.

Problem, bu türlü bir değişikliği hızlıca yapmak için çok kötü.
إن المشكلة سيئة للغاية بحيث جعلتنا نقوم بهذا النوع من التغيير بسرعة.

Fakat sizin beyniniz mevcut değişikliğe tepki göstermez.
لكن عقلك لم يستوعب بعد التغيير في مقدار القوة

değişimden önce çocuksuz bir kahvaltı yapmak hoş bir şeymiş.
انه لأمر رائع ان نفطر بدون الاولاد على سبيل التغيير

Oğlunuzu hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama değişmek için çok yaşlıyım.
انا آسف لأنني خذلت . ابنك ، لكنني كبير جدا على التغيير

değişimin insanlar için zor olduğunu düşünüyorum, özellikle de büyük resmi göremeyenler için.
أعتقد أن التغيير صعب على الناس خاصة حين لا يمكنهم رؤية الصورة الأكبر

Bugün, cezalandırma konusunda düşünce tarzımızı değiştirmek üzerine konuşmak istiyorum.
اليوم أريد الحديث عن التغيير في طريقة تفكيرنا عن التقويم

Gerçekten korkuyorum çünkü bireylerden bekleyebileceğimiz makul değişiklikler sanıyorum ki yeterli olmayacak.
أنا خائف فعلا ، لأنني أظن أن أنواع التغيير التي نتوقعها من الأفراد ستكون غير كافية ، بكل تأكيد.

Ayrıca hava akımındaki küçük bir değişikliğin bile bir bulut oluşmasına neden olabileceğini gösteriyor.
وتظهر للتو أنه حتى التغيير البسيط في تدفق الهواء يمكنه أن يتسبب في تشكيل الغيوم.

Sizden tek istediğimiz çok çalışma, saygı ve değişmeye gönüllü olmak.
كل ما طلبناه منكم هو العمل الجاد, والاحترام, والرغبة في التغيير.

RP: Toplum sağlığı çalışanları fark yaratabilecek insanlar haline geliyor.
ر.ب: عمال الصحة المجتمعية أصبحوا أكثر الناس قدرة على التغيير.

Her yerde olan şeyler ve değişmesi gereken şeylerin birer işareti konumundalar.
إنها موجودة في كل مكان، وهي علامة على أن الأمور بحاجة إلى التغيير.