| Bizim duygusal olarak çok bağlanmamamız hakkında söylediğini düşünmeye başladım. | Open Subtitles | بدأت في التفكير حول ما قلته ان لا نتعلق عاطفيا |
| Ama sadece bu da değil, biyolojiyle aramızda nasıl bir simbiyotik (karşılıklı fayda sağlayan) ilişki geliştirebileceğimizi düşünmeye başlayacağız. | TED | وليس هذا فحسب، بل سنبدأ فى التفكير حول كيفية تطوير علاقات تكافلية مع الطبيعة. |
| Bence yumurtaları dondurmayı düşünmelisin. | Open Subtitles | أعتقد أنك ربما تودين التفكير حول تجميد البيض. |
| O zaman, belki artık sının geçmeyi düşünmenin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | حسناً, ربما حان الوقت لتبدأ في التفكير حول الذهاب أبعد من الممر |
| Sonra da kendimi şunu düşünmekten alamıyorum, bu canlılar tam bir doğa harikası, milyonlarca yıllık evrimle mükemmel olmuşlar. | TED | ولكن ينتهي بي المطاف في التفكير حول روعة هذه الكائنات، التي تم ضبطها بدقة بفعل ملايين السنين من التطور. |
| Çünkü o zaman saplantı olur. Sürekli nasıI olur diye düşünürsün. | Open Subtitles | لأنك سوف تغرق في التفكير ثم ستبدأ في التفكير حول ماذا يحدث هنا |
| Danny, düşünüyordum da o videodaki herkesin peşine düştüm ama videoyu kimin çektiğini düşünmekten vazgeçmedim. | Open Subtitles | أتعلم، يا "داني"،كنت أفكر، لاحقت الجميع من ذلك الفيديو لكن لم أكف عن التفكير حول هوية المصور. |
| İlginç olan şu ki; sezgisel olarak yiyenler fazla kilolu olmaya daha az yatkın ve yiyecek düşünerek geçirdikleri zaman da daha az. | TED | الشيء الجدير هو ان الذين ياكلون بالديهة هم أقل عرضة لزيادة الوزن، وينفقون وقت أقل على التفكير حول الطعام. |
| Ama sonra bir gün memeli penisi hakkında düşünmeye başladım. | TED | لكن في أحد الأيام بدأت في التفكير حول الأعضاء التناسلية الذكرية في الثديات. |
| Dokumasını düşünmeye başladım betondan yapılmış bir kabuk gibi havanın içeriye girmesine izin verecek deliklerle ışığa da, ama filitrelenmiş olarak. | TED | وبدأت في التفكير حول المنسوجات مثل قذيفة مصنوعة من الخرسانة بثقوب تسمح بدخول الهواء والضوء، ولكن بطريقة مصفية |
| Aslında, bu fikri yaşama döndürme fikri o kadar önemli ki eski teknolojiye ne olacağını düşünmeye başladım. | TED | في الحقيقة، فكرة إحياء الفكرة مهمة للغاية بحيث أنني بدأت التفكير حول ما يحدث مع التكنلوجيا القديمة. |
| Dedim ki, bununla ilgili birşeyler var. düşünmeye başladım. | TED | لذلك فكرت ، ربما هناك شيئا ما مفيد فى ذلك الشئ. لقد بدأت في التفكير حول هذا الموضوع. |
| Ve bu konuda düşünmeye başlarsanız hayal edebileceğiniz ve yapabileceğiniz çok şey var. | TED | وإذا بدأتم في التفكير حول هذا الأمر، هناك الكثير الذي تستطيعون تخيله، ويمكنكم القيام بأكثر من ذلك بكثير. |
| Ama gerçekten bunu mümkün kılan Dünyada nasıl uygulanabileceği hakkında düşünmeye yardımcı olduğunu gördük. | TED | لكن أن تفكر بالفعل حول الآثار التي يجعلها هذا ممكنة، وجدنا أنه يساعد في التفكير حول كيف يمكن أن يتم تطبيقه في العالم. |
| Belki de bu girişi tekrar düşünmelisin. | Open Subtitles | ربمــا عليك اعادة التفكير حول هذا المدخل. |
| Önümüzdeki dönem üniversiteye gitmeyi düşünmelisin. | Open Subtitles | -يجب أن تبدأ التفكير حول الكلية للخريف القادم |
| Bunu iyi düşünmelisin. | Open Subtitles | سوف تريدين حقا التفكير حول الأمر |
| Ne bulduğunu düşünmenin yerine neden bulduğunu düşünmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لتتوقف عن التفكير حول ما عثرت عليه وتبدأ بالتفكير حول سبب إيجادك له |
| Hepinizin bildiği gibi bunu düşünmenin klasik yolu yeniliğin-yayılması veya pazara tanıtılan ürünün kabul görme eğrisidir. | TED | لذلك، كما تعلمون جميعاً على الأرجح الطريقة التقليدية في التفكير حول هذه هو نشر الإبداع أو " منحنى التبني" |
| Ben sadece kendimi hayatın ne kadar kısa olduğunu düşünmekten alamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع التوقّف عن التفكير حول كم الحياة قصيرة |
| Bunu düşünmekten başka bir şey yapamıyorum. | Open Subtitles | هذا كل ما يمكنني فعله ، كل ما يمكنني فعله هو التفكير حول هذا الأمر |
| Bana karşı dürüst olup olmayacağını düşünürsün. | Open Subtitles | مثلك في التفكير حول ما إذا كان أنت ستعمل على أن تكون صادقا معي. |
| Alanen ailesini düşünüyordum da... | Open Subtitles | لقد تم التفكير حول الأسرة ألانين- |
| Zamanımın çoğunu küçük kızları düşünerek geçiriyorum. Yetişkin bir erkeğin böyle bir şey söylemesi tuhaf elbette. | TED | أمضي معظم أوقاتي في التفكير حول الفتيات الصغيرات، وهذا يبدو شيئا غريبا ليقوله رجل بالغ في مجتمعنا. |