| Çantamdaki elma püresi kavanozunu gördün mü? | Open Subtitles | صهٍ. رأيت جرّة صلصة التفّاح في حقيبتي، صحيح؟ |
| Biliyor musun, bu elma ağacı eskiden büyüdüğüm yerde dururdu? | Open Subtitles | شجرة التفّاح هذه اعتدت الوقوف بقربها في نشأتي |
| Yeşil elma çorbası. | Open Subtitles | سائل استحمام بنكهة التفّاح الأخضر. |
| Elmalı turtayı çok seversin. Konsantrasyonunu yarın dert edersin. | Open Subtitles | أنتِ تحبين فطيرة التفّاح سنقلق بشأن تركيزك بالغد |
| Ilık Bavyera patates salatası Elmalı salsa fresca iki tane de ağrı kesici. | Open Subtitles | سلطة البطاطس البافارية الدافئة, وصلصة الفريسكا بنكهة التفّاح, وهنا, حبتان مسكّن للألم |
| Solmuş ağaçların verdiği zehirli elmalar ile ilgili bir şiir. | Open Subtitles | تقرأ شعرًا عن التفّاح المسموم من الأشجار الميّتة |
| Yerinde olsam bu evdeki elmalara dikkat ederdim. | Open Subtitles | أنصحك بالحذر مِن التفّاح في هذا المنزل |
| elma Bahçesi 400 km. | Open Subtitles | "حقل التفّاح بعد 250 ميل" *يساوي 402 كيلومتر* |
| Kafam elma şekerine döndü resmen. | Open Subtitles | وأشعّر بأن رأسي مثل حلوى التفّاح |
| Lavabonun yanında bir sürü elma var. | Open Subtitles | هنالك كمّيّة مِن التفّاح في المغسلة؟ |
| - Ojai'daki Eugenie en iyi kremalı elma krepi yapar. | Open Subtitles | يُعد أشهى الكريبات بكراميل التفّاح |
| Yok. Pek elma sevmem. Bir zamanlar en sevdiğindi. | Open Subtitles | كلّا، لا أحبّ التفّاح - كانت فاكهتك المفضّلة ذات يومٍ - |
| Somon köftesi, elma püresi, soğan. | Open Subtitles | فطائر السلمون وصلصة التفّاح والبصل. |
| elma ne zamandan beri gözdağı vermek oldu? | Open Subtitles | -و منذ متى كان التفّاح تهديداً؟ |
| elma küfüyle besleniyorlar. | Open Subtitles | يتغذون على مرض عفن التفّاح |
| Elmalı turtada gluten var. | Open Subtitles | فطيرة التفّاح تحتوي على الغلوتين |
| Elmalı turta kadar basit. | Open Subtitles | الأمر كان سهلاً كفطيرة التفّاح |
| Elmalı turtanın tekrarı bunlar. | Open Subtitles | إنّها حكاية فطيرة التفّاح مِنْ جديد |
| Erkek olmama rağmen, biradan hoşlanmıyorum. Elmalı martini tercih ediyorum. Kendimi daha özel hissetmemi sağlıyor. | Open Subtitles | بالرّغم من أنني رجل, إلاّ أنني لا أحب الجعّة أنا أفضّل (فودكا التفّاح), تجعلني منتشياً |
| Bu kurabiyeler, kızılcık ve Elmalı. | Open Subtitles | هذا الكعك بنكهة التفّاح. |
| elmalar için mermi harcayabilmek güzel. | Open Subtitles | من الجيّد إهدار الرصاص على التفّاح |
| Şu elmalar gibi. | Open Subtitles | هذا التفّاح مثلاً. |
| Yerinde olsam bu evdeki elmalara dikkat ederdim. | Open Subtitles | أنصحك بالحذر مِن التفّاح في هذا المنزل |