| Erken geldin. tanıştınız sanırım. | Open Subtitles | أتيتِ مبكراً، أعتقد أنكما التقيتما قبلاً. |
| Soğuk bir sonbahar sabahı kreş otobüsü durağında tanıştınız. | Open Subtitles | التقيتما في يوم خريفي رطب في موقف باص روضة الأطفال |
| - Ee, ikiniz nasıl tanıştınız? - Beverly Hills'deydik. | Open Subtitles | إذا, كيف التقيتما كنا في بيفرلي هيلز. |
| - O sefer haricinde. - Hadi bize nasıl tanıştığınızı anlatın. | Open Subtitles | باستثناء تلك المكالمة أخبرانا كيف التقيتما مرةُ أخرى |
| ikiniz nasıl tanıştınız? - Beverly Hills'deydik. | Open Subtitles | إذا, كيف التقيتما كنا في بيفرلي هيلز. |
| Ama daha iki gün önce tanıştınız. | Open Subtitles | و لكنكما التقيتما من يومين فقط. |
| Siz aşk kuşları ne zaman tanıştınız? | Open Subtitles | إذن، كيف التقيتما أيها العاشقان؟ |
| Sanırım, tanıştınız bile, öyle değil mi? | Open Subtitles | اذاً، أرى انكما التقيتما بالفعل |
| Devam edin. Yvonne ile nasıl tanıştınız? | Open Subtitles | إستمر كيف التقيتما أنت وايفان؟ |
| Siz nasıl tanıştınız? | Open Subtitles | اذا كيف التقيتما انتما الاثنين ؟ |
| Sidney, Myra'yı yardım fonu için üniversitesi'ne getirdi, ve siz burada tanıştınız. | Open Subtitles | -بعد عشرون سنة أحضر (سيدني) زوجته (ميرا) إلى حفل جمع التبرعات لجامعته وهناك التقيتما |
| İkiniz daha önce tanıştınız mı? | Open Subtitles | هل التقيتما أنتما الإثنان؟ |
| - Bir barda tanıştınız. - Evet. Nereden biliyorsunuz? | Open Subtitles | التقيتما في البار - وكيف عرفت ذلك- |
| Nasıl tanıştınız? | Open Subtitles | صفا لى كيف التقيتما |
| Peki nasıl tanıştınız? | Open Subtitles | كيف التقيتما إذاً؟ |
| - Santayana Kulübünde mi tanıştınız? | Open Subtitles | -هل التقيتما في نادي سانتيانا؟ |
| Peki siz ikiniz nasıl tanıştınız? | Open Subtitles | إذاً , كيف التقيتما ؟ |
| Sadece nasıl tanıştığınızı merak ettim. | Open Subtitles | كلا, أنا فقط أريد أنا أعرف كيف التقيتما |
| Felicity, sanırım siz ikiniz zaten "tanışmıştınız" | Open Subtitles | فيليسيتي), اعتقد بأنكما) قد "التقيتما" مسبقاً |
| Sonra asansörde buluştunuz muhtemelen öpüştünüz | Open Subtitles | ثم التقيتما في المصعد وربما تبادلتما القبلات هناك |
| Kafede ilk karşılaştığınızda... | Open Subtitles | في المرة الأولى التي التقيتما بها في المقهى |
| Elbette, diyelim ki teslimat işlemleriniz esnasında karşılaştınız. | Open Subtitles | لكن .. لا أستطيع منعك من الكلام معه اذا التقيتما صدفة اثناء تسليم الأدوات |
| Karımla tanışmışsınız. | Open Subtitles | لقد علمتُ أنكما التقيتما بزوجتي. |
| Gerçi, ikiniz zaten tanışıyorsunuz. | Open Subtitles | وفي الواقع ، اعتقد انكما التقيتما بالفعل |