|       telefon kayıtları, en son aradığı kişinin siz olduğunuzu gösteriyor.       | Open Subtitles |        ان تقرير تسجيل التلفون يظهر انك أخر شخص اتصلت به       | 
|       Hat, Bell'i, daha sonra bir ev gereci ismine dönüştürecek telefon sinyallerini taşıdı.        | TED |        هذا الخط قام بنقل إشارات التلفون والتي في وقت لاحق جعلت بيل إسماً معروفاً.        | 
|       Bankaya telefon açıp "Tüm hesapları bana faks ile gönderin."        | TED |        أخذت التلفون واتصلت بالبنك لإرسال الحسابات        | 
|       telefonda olayı idare etme tarzını beğendim.       | Open Subtitles |        اعجبتنى الطريقه التى تعاملتى بها فى التلفون       | 
|       Benimle konuşmak istemiştin ve sonra da telefonu suratıma kapadın.       | Open Subtitles |        إعتقدتُ بأنّك أردتَ كَلام، وبعد ذلك أغلقتَ سماعة التلفون عليه.       | 
|       Sürekli arıyıp duruyorum ve adam Telefona cevap vermiyor.       | Open Subtitles |        أنا استمر بالاتصال مرارا والرجل لَنْ يَرْدَّ على التلفون.       | 
|       Dışarıda telefon direklerine asılmış zavallı adamlar...       | Open Subtitles |        ..هؤلآء المساكين , شيطانهم معلّق على عواميد التلفون هنالك       | 
|       Bu telefon her an kapanabilir süre bitiyor sadece şu anda uzakta olduğumuzu söylemek için aramıştım.       | Open Subtitles |        سوف تنتهي الفكة التي وضعتها في التلفون بأية لحظة لذلك سأقول لك إلى اللقاء       | 
|       Teşekkür ederim. Bu telefon, silah ve şekerleme için.       | Open Subtitles |        شكرا هذا من اجل التلفون ، والبندقية ، ومن اجل ا لعصير       | 
|       Ayrıldığımızda uyurken nefes alıp verişini duyabilmek için telefon hattını açık bırakırdık.       | Open Subtitles |        كثيراً لدرجة أننا عندما نكون بعيدين نترك خط التلفون مفتوحاً       | 
|       telefon kullanmana izin verdikleri zaman hemen beni ara.       | Open Subtitles |        ريكي ، اتصل بي حالما يجعلونك تستخدم التلفون       | 
|       Sizi rahatsız ettiğim için çok özür dilerim, adresinizi telefon rehberinden aldım.       | Open Subtitles |        اسف على ازعاجك ولكن حصلت على عنواك من كتاب التلفون       | 
|       Atletizm takımı ile ilgili bir şeyler söylediğini duydum telefonda.       | Open Subtitles |        سمعتها على التلفون تقول انها ستذهب لفريق الركض أو شيءٍ ما.       | 
|       telefonda sesin evine hırsız girmiş gibiydi! Güzel...       | Open Subtitles |        لقد بدوت علي التلفون وكأن شخص ما اقتحم منزلك       | 
|       Anna'yı o kadar çok kıskanıyordu ki, ne zaman ona mektup yazsam.... ...onla telefonda konuşsam çılgınca ağlamaya başlıyordu.       | Open Subtitles |        كارولين كانت تغار بشدة من آنـا ودائما تبكي بهستيريا كلما اكتب لها رسالة او اكلمها على التلفون       | 
|       Benden beklendiği üzere, telefonu kaldırıp ta onu arayarak hastanın durumu hakkında bilgi vermedim ki bu sayede hastayı kendi başına görüp denetleyebilirdi.        | TED |        لم ارفع سماعة التلفون ولم افعل ماكان يجب ان افعله, وهو اخبار المسؤول وترك القصه له لتكن له الفرصة لرؤيتها بنفسه        | 
|       Bana telefonu ver. Steve, ben Al.       | Open Subtitles |        اعطيني التلفون ستيف انا آل شو اللي عم بيصير       | 
|       telefonu aç, telefonu aç.       | Open Subtitles |        ردّ على التلفون، يجيب الهاتف، يردّ على التلفون.       | 
|       Sakın unutma, arabamı kullanmak ve Telefona cevap vermek yok.       | Open Subtitles |        فقط تذكر ، لا تستعمل سيارتي ولا تُجيب على اتصالات التلفون       | 
|       Şu anda Telefona cevap veremiyoruz. Sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakın.       | Open Subtitles |        لا نَستطيعُ الرَدّ على التلفون الآن اترك رسالتك بعد الصافرة       | 
|       Yıl 1876,yer Boston. İşte Thomas Watson ile telefonun icadı üzerinde çalışan Alexander Graham Bell.        | TED |        إنه في عام 1876 في بوستن, وهذا هو ألكساندر غراهام بيل الذي كان يعمل مع تومس واتسون في إختراع التلفون.        | 
|       Hızlı aramamda iki bahisçi var ve biri yarı profesyonel kumarcı.       | Open Subtitles |        ولكن معظمها جعلني استطيع مسك التلفون واطلب اي شيء اريده واحل اي مشكلة متعلقة بالمال       |