| Vatikan'ın resmi olmayan infaz ekibi... | Open Subtitles | فرقة التنفيذ الغير رسمية التابعة للفاتيكان |
| Yürürken fark ettim ki yaptığım şeyler Natasha 'yı bekar kadınlar sınıfına tekrar koyan kozmik olayları harekete geçirmişti. | Open Subtitles | بلدي الإجراءات قد وضعت موضع التنفيذ سلسلة الكرمية من الأحداث التي وضعت ناتاشا مرة أخرى على السوق الفردي. |
| İki yıl içerisinde tüm bu planı bitirmiş olmayı ümit etmeliyiz ve uygulamaya almalıyız. | TED | في غضون سنتين يجب ان نكون انتهينا من وضع هذة الخطة و ننتقل بها الي حيز التنفيذ. |
| Bu planın yürürlüğe, sizin daha cadı olduğunuzu öğrenmeden önce konduğunu anlamak zorundasın. | Open Subtitles | عليكِ أن تعلمي أن هذه الخطة وضعت موضع التنفيذ قبل سنوات كثيرة من معرفتكِ أنكِ ساحرة |
| Bayan Harmon, bu bir iş değil. Bana göre, buraya gelmek idamı ertelemek gibi. | Open Subtitles | يا سيّدة هارمون و هذه ليست وظيفة هذا وقتُ التنفيذ بالنسبة لي |
| Aynı çalışma şekliyle işlenmiş dört cinayet buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت أربعة مجرمين لهم نفس طريقة التنفيذ. |
| Şimdi, bu adam, bu dini önemin sahte davacısı, bir zinanın yasal idamını bertaraf etti. | Open Subtitles | الآن، هذا الرجل، وهذا المدعي كاذبة لمكانة دينية، وقد أحبطت التنفيذ القانوني للزانية. |
| İnfaz şekli, evet. Ben de kullanılan 45'liğe uygun kovanları bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أسلوب التنفيذ ، نعم احاول إيجاد شظايا رصاص مطابق |
| Başının arkasından tek kurşun, infaz usulü. | Open Subtitles | طلقة في الرأس، على غرار التنفيذ |
| - Bir kere İnfaz Warrant'ı çıktığında bir şekilde gerçekleşir. | Open Subtitles | - عندما يصُـدًر مذكرة قتل يكون واجب التنفيذ |
| Tam isabet! Gretchen'ın açıkladığı sır bizi yeniden harekete geçirdi. | Open Subtitles | الجائزة الأولى, سر جري وضع الخطة فى طريق التنفيذ. |
| Negatifliğini almalı, seni olgunlaştırmalı ve harekete geçirmeliyiz. Dikkat dağıtma - Gerileme | Open Subtitles | يجب أن نعدل سلبيتك نرشدك ، ونضع كل ذلك موضع التنفيذ. |
| On yıllar boyunca, araştırmacılar ve istatistikçiler oylama yapmak ve oy saymak için düzinelerce karmaşık yol buldular ve hatta bazıları uygulamaya da konuldu. | TED | على مر العقود، توصّل الباحثون والإحصائيون لعشرات الطرق المعقدة من إجراءات وفرز الأصوات، وبعضها كان موضع التنفيذ. |
| Washington'dan onay gelmesi ile, Kırmızı Plan uygulamaya konulacak. | Open Subtitles | الخطة الحمراء سوف يتم وضعها في حيز التنفيذ بمجرد الحصول على تأكيد من واشنطن |
| O kaçınılmaz an geldiğinde de plan yürürlüğe kondu. Shaista resmen kaçırıldı. | Open Subtitles | عندما تقدم اللحظة المصيرية الخطة المحكمة توضع قيد التنفيذ |
| Pekala, hemen yürürlüğe girebilir, bu mahkemenin gözetimi altındasınız. | Open Subtitles | لذلك ، حيز التنفيذ فورا فانت بناء لهذه المحكمة |
| Kraliçe'nin idamı yakın ve Francis'in konseydeki yokluğu devam ediyor... | Open Subtitles | الملكة تنتظر التنفيذ وفرانسيس يستمر فى غيابة عن المحكمة |
| İngiltere'de çalışma izni olmayan bir avukat. | Open Subtitles | محامية مع وقف التنفيذ في المملكة المتحدة |
| Hayır. Vali idamını durdurdu. | Open Subtitles | لا الحاكم منحه وقف التنفيذ. |
| Yakalanmaz uçarı niyet asla, eşlik etmedikçe eylem ona. | Open Subtitles | الطريق الاوحد لضمان تحقيق النوايا هو التنفيذ فورا 625 01: 12: 50,875 |
| Cezayı erteledi! Daha o gün serbest kaldılar! | Open Subtitles | مع وقف التنفيذ و أطلق سراحهما فى نفس اليوم |
| Yine de şebekemiz neredeyse yok edildi. | Open Subtitles | لكن كما تعرف شبكتنا أصبحت متعبة و لن نكون قادرين على التنفيذ |
| Fakat insanları işe alıp sonra teşvikleri devreye sokmaktan ziyade doğru insanı seçme konusunda iyi düşünün. | TED | ولكن فكر في اختيار الأشخاص المناسبين بدلا من أن يكون هناك أشخاص ومن ثم وضع الحوافز قيد التنفيذ. |
| Müvekkiliniz düzeltmek için gerekli önlemi almak istemedikçe yürürlükte kalacak. | Open Subtitles | يظل قيد التنفيذ إلى أن يحين الوقت الذي ترغب فيه موكلتكم في اتخاذ الإجراءات اللازمة لتصحيح الخطأ |