Cennetten ayrıldığında ödünç aldığın öz tükenmeye başladı. | Open Subtitles | عندما غادرت السماء النعمة التي استعرتها أخذت تضعف |
Agamotto, senin düşüncesizce ödünç aldığın gözü yaratan kişi. | Open Subtitles | نفس الساحر الذي اخترع العين التي استعرتها بتهور |
3 hafta önce ödünç aldığın o kahverengi kazak var ya hani yarın veririm dediğin? | Open Subtitles | تعرفين تلك السترة البنية... التي استعرتها قبل 3 اسابيع و قلتِ أنه يمكنني استرجاعها غذاً؟ |
Eve git. Sana verdiğim küpeleri al. | Open Subtitles | احضري الاقراط التي استعرتها يريدني ان ارتديها |
Sana verdiğim küpelere ihtiyacım var. | Open Subtitles | اريد الاقراط التي استعرتها |
Senden ödünç aldığım topu bile iade edemedim. | Open Subtitles | انا حتي لم اعيد لك الكرة التي استعرتها منك |
İşte ödünç aldığım mumlar. | Open Subtitles | ها هي الشموع التي استعرتها |
ödünç aldığın o kamerayı alabilir miyim? | Open Subtitles | هل اقدر ان اخذ الكاميرا التي استعرتها ؟ |
Homer, yıllardır benden ödünç aldığın şeyler var ya? | Open Subtitles | (هومر)، بخصوص تلك الأغراض التي استعرتها منّي على مدار السنين، |