İşte çevresel inançlar, genelde deneyimlerimize dayalıdır, diğer insanlardan duyduğumuz şeylerdir. | TED | وبالتالي فإن الشيء عن الفولكلور البيئي يميل الى ان يتمحور حول خبراتنا و الاشياء التي سمعناها من اناس اخرين |
İşte önceden duyduğumuz utanç kısmı bu. | TED | صحيح؟ لذا كان ذلك هو السبب في قصة العار التي سمعناها. |
O gece duyduğumuz müzik, mükemmelden daha kötüydü. | Open Subtitles | الموسيقي التي سمعناها تلك الليلة كانت أقل من الممتاز |
Bugün duyduğumuz konuşmalar kelimelerden fazlası değildi. | Open Subtitles | الخطب التي سمعناها اليوم ليست أكثر من مجرد كلمات |
Bunlar teypte duyduğumuz tuhaf lisanları açıklıyor, doğru mu? | Open Subtitles | إذاً هذا يعطي تفسيراً عن اللغات الغريبة التي سمعناها في الشريط؟ |
Peder Moore, duyduğumuz şeytan çıkarma seansı sırasında kara cübbeli bir yaratık veya şeytani bir hayalet gördünüz. | Open Subtitles | الأب مور، أخبرتنا أنك خلال عملية الطرد التي سمعناها أنك قد رأيت ذلك الشكل، عباءة سوداء |
Binlerce kez duyduğumuz beylik laflardır bunlar. | Open Subtitles | هذه الكليشيهات الظريفة التي سمعناها ملايين المرات |
Bütün gün duyduğumuz en iyi duraklamalardan biriydi. | Open Subtitles | كانت واحدة من أفضل الوقفات التي سمعناها اليوم |
CA: Netflix'te diğer gizli silaha sahip gibisin, geniş kapsamlı data, bu hafta çokça duyduğumuz bir sözcük. | TED | ك.أ: أنت تمتلك سلاح سري آخر في نيتفليكس، على ما يبدو، أنّه ذلك الكم الهائل من البيانات، إنّها الكلمة التي سمعناها كثيرًا هذا الأسبوع. |
Belkide bu iyi bir şeydir, bugun duyduğumuz kritiklerin ışığında, örneğin, demokrasinin düzenleyiciliği bağlamında ürettikleri. | TED | ربما يكون هذا شيئاً جيداً، على ضوء بعض الانتقادات التي سمعناها اليوم، على سبيل المثال، في سياق التشريعات التي تنتجها الديموقراطية. |
Ya duyduğumuz tüm o hikâyeler aslında hikâye değilse? | Open Subtitles | ماذا إذا كانت كل الروايات ...التي سمعناها ماذا إذا لم تكن مجرد روايات؟ |
Bu, duyduğumuz silah sesini açıklıyor. | Open Subtitles | هذا يفسر صوت الطلقة التي سمعناها |
Böylece, duyduğumuz çağrının kaynağını bulabilirmiş. - Kaynağı bul. - Yabandomuzlarıyla ilgili değil. | Open Subtitles | أعطاني (سيد) هذا لنتمكن من تطويق إشارة النجدة التي سمعناها ومعرفة مصدرها |
Vimi giyinirken, sitar çalan bir şarkıcı penceresinin önünde ilk randevumuzda duyduğumuz şarkıyı çalıyor. | Open Subtitles | فيمي) ، سوف تتأنق) عندما تسمع آلة (السيتار) و المطرب يعزفون الاغنية التي سمعناها في موعدنا الاول |
Cassie onun nasıl biri olduğu hakkında duyduğumuz tüm o hikâyeler yaptığı kötülükler... | Open Subtitles | (كاسي) ،كُل تلك القصص التي سمعناها عنه ،والأشياء التي فعلها. |
(Gülüşmeler) Şİmdi kabul etmeliyiz ki , şu ana kadar duyduğumuz delillere karşı olsa da Neanderthallerle ve Denisovanlarla keyif verici olmayan genetik tembellikler yapmış da olabiliriz. | TED | (ضحك) علينا أن نقر رغم هذا، برغم الأدلة التي سمعناها قد تكون هناك بعض المداعبات الجينية الغير محمودة بين رجل النينادرتال والمرأة الهومو. |
Bu yüzden set ekibine hakim olup gemiye yol gösterecek ileri görüşlü, General Patton gibi olacak ve duyduğumuz bütün o şeyleri yapabilecek bir yönetmen işe alacaklarında gözlerinin önünde hemen bir erkek geliyor. | TED | لذلك عندما يوظفون مخرجًا لقيادة الطاقم وقيادة السفينة ويكون ذو بصيرة أو يكون (الجنرال باتون)، كل الأشياء التي سمعناها -- أفكارهم وتصوراتهم تختار الذكور. |
Film yapmayla ilgili söylemek istediğim tek şey -- bu filmle ilgili olarak -- burada duyduğumuz harika lafların bazılarını düşünmeyle ilgili olarak, Michael Moschen ve müzikle ilgili bazı laflar, burada anlatılan bu fikir ve bu müzik zamanla var olur. | TED | أحد الأشياء التي أردت قولها عن صناعة الأفلام - و عن هذا الفلم بالأخص- هي أنني و بالنظر إلى بعض أروع المحاضرات التي سمعناها هنا، مايكل موشين، و بعض المحاضرات عن الموسيقى، و مع فكرة أن هناك خطاً قصصياً ورائها، و بأن الموسيقى جزء من "الزمن". |
Bizim duyduğumuz mesaj bu. | Open Subtitles | -هذه نفس الرّسالة التي سمعناها . |
duyduğumuz hikâyeler falan. | Open Subtitles | القصص التي سمعناها! |