Öyle mi? O halde gel ve yakala bizi, seni şişko geveze. | Open Subtitles | حسنا, تعالى وامسكنا اذا,ايها الثرثار ذو النتواءات |
geveze maymun ilkbaharda ağaçların tepelerine tırmanır ve kendini uzun boylu sanır. | Open Subtitles | القرد الثرثار يتسلق قمم الأشجار في الربيع و يظن نفسه طويلاً |
Sürprizi mahvettiğin için çok sağ ol geveze! | Open Subtitles | شكراً لأنّك أفسدت عليّ متعة قراءتها أيها الثرثار |
Normalde paylaşırdım ama boşboğaz arkadaşın sandviçimin yarısını yedi. | Open Subtitles | عادةً, أوّد المشاركة و لكن صديقك الثرثار أكل نصف الخبز بالجبن خاصتي |
O koca çeneni, cenaze bitene kadar, kapalı tutamadın. | Open Subtitles | لم تستطع أن تمنع فمك الثرثار عن التحدّث إلى بعد الجنازة. |
Harika. Tüm hafta sonunu bu çenesi düşük ihtiyarla geçirmek zorundayım. | Open Subtitles | عظيم، والآن علي قضاء عطلة نهاية الأسبوع معه في السيارة، هذا الثرثار ذو الأزيز |
Sonra bu da açıkça çok konuşkan, laf kalabalığı yapan türden bir koltuk. | TED | ثم هذا الكرسيّ الثرثار إلى حد ما ، من النوع المطيل. |
Selam geveze. Vay be. Sesini duyduğumu düşünmüştüm. | Open Subtitles | ،أهلاً أيها الثرثار هيء لي أني سمعت صوتك |
Evet, ama Kaptan geveze ve sessizliğe karşı savaşı, yüzünden pek kolay olmadı. | Open Subtitles | اجل , لكن لم تكن سهلة و الفضل يعود الى السيد الثرثار و معركة الصمت |
Şu an yaklaşık 10 bin kişi ile birlikte Bay geveze Show'u izliyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم تشاهدون عرضًا مع السيد الثرثار .إلى جانب 10 آلاف شخص |
Bu bilgiyi kendine sakla geveze herif. | Open Subtitles | فلتحتفظ بتلك المعلومة لنفسك أيّها الثرثار |
Sadece kendi geveze herifi için mızmızlanmaya gelmedi. | Open Subtitles | لم تأتي فقط من أجل شرب النبيذ وهذا اللسان الثرثار التي تـُـملكها |
Aynen o geveze herifin yanında işerken olduğu gibi. | Open Subtitles | نعم لاننا لا نريد ان نرتكب خطأ كبير مثل عندما قضيت حاجتي بجانب الرجل الثرثار |
Çok güzel geveze, çok güzel. | Open Subtitles | لطيف حقّاً أيّها الثرثار لطيف حقّاً |
Hayatının sonuna kadar bu düşünceyle yaşa, boşboğaz. | Open Subtitles | عش مع هذا التصور لبقية حياتك، ايها الثرثار. |
- Evet boşboğaz sevgilimin bunu çoktan söylemediğin şaşırdım. | Open Subtitles | أنا متفاجئ ان صديقي الحميم الثرثار لم يخبركم بهذا لحد الآن |
Çok sağ ol, boşboğaz herif! | Open Subtitles | شكراً جزيلاً أيها السمين الثرثار |
O koca, aptal ağzı yüzünden hepimizin cezalandırılması hiç de adil değil. | Open Subtitles | وليس عدلاً أن نتحمل جميعاً تبعات فمه الثرثار الغبي |
koca çene sir saklayamiyor biliyorum ama bana anlatabilirsin? | Open Subtitles | ذلك الثرثار لايستطيع الاحتفاظ بالسر لحماية نفسه ولكن تستطيعين ان تخبريني, هممم؟ ؟ |
Beş para etmez karılarla oynaşıp beş para etmez erkeklerle içmeye giden ve çenesi düşük olan zayıf halka kim? | Open Subtitles | من هو الحلقة الأضعف و الثرثار و يواعد فتيات سيئات؟ و يشرب مع رجال سيئين من هي أو هو؟ |
Artık pek de konuşkan değilsin, değil mi? | Open Subtitles | لست بذلك الثرثار الآن أليس كذلك؟ |
Hayır hayır koca ağız... bugün sosisli yiyeceksin. | Open Subtitles | لا ,لا أيها الثرثار... . ستأكل الآن نقانق مقلية من العربة |
Sakın söyleyeyim deme, seni çemçük ağızlı. | Open Subtitles | لا تتجرأ على قول شيء أيها الثرثار اللعين الصغير |
Ben de burada boş konuşan biriyle tıkılıp kalmazdım. | Open Subtitles | و انا لن اكون عالقة هنا مع الثرثار كثيراً |
Ama şimdi tekrar senin, benim bölümümü İngiliz Edebiyatı'ndan Biyoloji'ye değiştirmeme sebep olan aynı kendini beğenmiş Laf ebesi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكن الآن عدتُ أظن أنك نفس الثرثار المغرور الذي جعلني أحوَّل من قسم اللغة الإنجليزية إلى قسم الأحياء |
- Evet, Loudmouth. | Open Subtitles | -نعم ، المتبجح الثرثار |
Ama o boşboğazı bahçede şişlediğimden beri, burası benim Dun ve Broadstreet'im oldu. | Open Subtitles | لكن منذ ان قتلت ذلك الثرثار بالساحة ذلك اليوم أصبحت مطالبتي للديون امر يسير يا رجل |