Doğal güzellik veya sanatın tatı kültürler arasında kolayca gezinebilir. | TED | ذوق الجمال الطبيعي و الفني يتنقل عبر الثقافات بسهولة كبيرة. |
Başka kültürler bu yedi yıldızdan daha büyük bir resim çıkardılar. | Open Subtitles | ولكن الثقافات الأخرى رأت تلك النجوم السبع كجزء من صورة أكبر |
İki kültür arasındaki barışı korumak adına, bu tabloyu Sovyetler Birliği halkına bağışlıyorum. | Open Subtitles | من أجل السلام عن طريق الثقافات أنا أتبرع بهذه اللوحة الى الشعب السوفييتي |
Diğer kültürlerde, insanlar hiç etkileşmemek için alışılmamış şekilde uzağa gidiyorlar. | TED | في الثقافات الأخرى، يذهبُ الناس إلى مدى استثنائي لعدم التفاعل إطلاقًا. |
Tanrım, bütün genital bölgesini traş etti, bu dünyadaki pek çok kültürde, şaşırtıcıdır. | Open Subtitles | ياألهي،لقد قام بحلق منطقه عانته كاملا ذلك ما يحيّر أكثر الثقافات حول العالم. |
Çok daha önemlisi, çok büyük çapta ilk çok kültürlü, çok inançlı devletti. | TED | والأكثر أهمية، أنها كانت أول دولة متعددة الثقافات ومتعددة الديانات على مقياس ضخم. |
Yanlış anlaşılma olmuştur belki. - kültürel fark. | Open Subtitles | قد يكون هناك سوء تفاهم اخر لاختلاف الثقافات |
Bu plaka farklı kültürlerin uzun aradan sonra nasıl öpüştüğünü anlatır. | Open Subtitles | اللوح يوضح كيف ان الثقافات المختلفة تُقبل . بعد طول غياب |
Sanatlar arasında birçok farklılıklar vardır, ama aynı zamanda evrensel olan, kültürler arası estetik zevkler evrenseldir. | TED | هناك العديد من الاختلافات في الفنون، مع ذلك هناك أمور عامة، بين الثقافات حول المتعة الجمالية و القيم. |
kültürler değerlendirmenin kilit özelliğini binlerce yıl önce keşfettiler. | TED | اكتشفت الثقافات السمة الرئيسية للتقييم منذ آلاف السنين. |
Ancak şu da var ki, bu kültürler, bu yerli kültürler, ormanlardan bile daha hızlı yok olmaktalar. | TED | ولكن أيضا، تلك الثقافات، تلك الثقافات الأصلية تتلاشى بسرعة تفوق سرعة تلاشي الغابات نفسها. |
Umarım ki size şimdi anlatacaklarım aramızdaki yer ve kültür farklarını aşar ve sizde yankı bulur. | TED | ولكنني آمل أن ما سأخبركم به سيلقى صدى واسعًا، رغم فرق المسافات واختلاف الثقافات بيننا. |
Tarih, gelenek, kültür sadece düşünce değiller. | Open Subtitles | التاريخ, التقاليد, الثقافات,ْ لن تعود تصورات ثابتة |
- Tamam. Bazı kültürlerde bazı ruhların insanlara hastalık bulaştırabileceğini inanırlardı. | Open Subtitles | حسناً , تعتقد بعض الثقافات بأنّه بإمكان الأرواح إصابة الأحياء بداء |
Bazı kültürlerde atalarının ruhlarını taşıdığına inanılıyordu onların topluluğu için gardiyan gibi davrandıklarına. | Open Subtitles | في بعض الثقافات, يعتقد أنهم يحملون أرواح أسلافهم, يتصرفون كالحرس بالنسبة الى مجتمعهم. |
Birçok kültürde, hayallerinin peşinden gitmekle ilgili söylenler vardır. | TED | هناك أسطورة في معظم الثقافات حول اتباع أحلامك. |
Cyrus, büyük bir çok uluslu, çok inançlı, çok kültürlü topluluğun yönetim modelini oluşturuyor. | TED | قد وضع كورش نموذجا لكيف تحكم مجتمعا عظيما متعدد الثقافات والديانات والجنسيات. |
Müşteri şikâyetlerine dayanarak, kültürel bir problemden bahsedebiliriz. | Open Subtitles | وبناءً على الشكاوي التي تردنا إنها أشياء تتعلق باختلاف الثقافات. |
Tüm kültürlerin ve tüm sosyal tabakaların akıllı, hızlı mobil cihazlara erişiminin olduğu hiper-bağlantılı bir dünyaya doğru son sürat gidiyoruz. | TED | نحن نندفع نحو عالم شديد الاتصال حيث المواطنون من كل الثقافات وكل الطبقات الاجتماعية سيستطيعون الوصول إلى أجهزة محمولة ذكية وسريعة. |
Diğer kültürleri anlamak ve keşfetmek isteriz hatta daha karanlık çağda olsalar bile. | Open Subtitles | فنحن نهتم بإستكشاف وفهم الثقافات الأخرى حتى إذا ما زالوا في العصور المظلمة |
Böylece, öğrencilerimizin akıllarını açıyoruz, başka kültürlere karşı tutumumuzda pozitiflik geliştiriyoruz. | TED | بهذه الطريقة، نفتح أذهان طلابنا و ننمي سلوكاً إيجابياً نحو الثقافات المختلفة. |
Ve ben bunun için buzdolabını suçluyorum, yani özellikle de Batı kültürlerinde, çünkü bunu kolaylaştırıyor. | TED | و انا اضع اللوم على الثلاجات حسنا . الثقافات الغربية عموما لان هذا يزيد من السهولة |
Peki bu civarda, bu kültürü benimseyenler olabilir mi acaba? | Open Subtitles | هل لهذه الثقافات لديهم الفرصة للجلوس في ثلاث ولايات |
Ve beraber, kendi tedavim için bir strateji oluşturabilirdik birçok dilde, birçok kültüre bağlı olarak. | TED | وجميعاً، كنا قادرين على وضع خطة لعلاجي الخاص، من عدة لغات، وذلك لإختلاف الثقافات. |
Bu karışık ve eski görünümlü din yeryüzündeki en büyük kültürlerden birini oluşturmuştur. | Open Subtitles | هذا الغموض القديم والبحث عن الدين أنتج أحد أكثر الثقافات المطلعة على الأرض. |
Yani kuruluşlar küçülebiliyor veya daralabiliyor, ki elbette kültürün geleceği bir anlamda hepsinden daha belirsiz. | TED | لذا فإن المؤسسات يمكن أن تنكمِش أو تنقبِض لأنه، بالطبع، مستقبل الثقافات هو، على أي حال، الأكثر تذبذبًا على الإطلاق. |