| Tek kötü yanı ise Nohutlar hakkında uzmanlaşmanız gerekebilir. | Open Subtitles | الجانب السلبي الوحيد هو أنه عليك أن تكون خبيرا في البازيلاء |
| herşeyin kendi kontrolünde olmasına ısrar etmenin kötü yanı ise, ... işler iyi gitmediği zaman, insanların, bunun sizin planınız olduğunu düşünmesidir. | Open Subtitles | الجانب السلبي من الإصرار على السيطرة على كل شيء هو عندما تحدث أشياء سيئة، بعضهم يميلون بالإعتقاد بأنها كانت جزء من الخطة |
| Evet, kötü yanı da o ya. İlk seferi hala ağlıyordu. | Open Subtitles | ,حسنا, أجل, لقد كان ذلك هو الجانب السلبي فقط لقد ظلت تبكي قليلا في اللعقة الأولى |
| Tek kötü tarafı otoban çıkışlarına park eden aptallarla karşılaşınca aniden duramamak. | Open Subtitles | الجانب السلبي الوحيد إن لم تستطع التوقف في لحظة ثم أحمق يرسل بهاتفه قرر التوقف في طريق الخدمة الجانبي |
| Tek kötü tarafı uzaktan erişim sağlanmaması. | Open Subtitles | الجانب السلبي الوحيد أنّه لا يمكن ولوجه عن بعد. |
| dezavantajı ise, sistemin ne öğrendiğini tam olarak anlamıyor olmamızdır. | TED | الجانب السلبي هو، لا نستطيع أن نفهم ماذا يُعلم النظام تماماً. |
| Her ikisinin de dezavantajı herhangi bir mesafede görme alanını kaybetmenizdir çünkü bu şekilde yukarıdan aşağıya doğru bölünüyor. | TED | الجانب السلبي لكلا البؤرتين أنك تفقد مجال الرؤية عند مسافة معينة، لأنه ينقسم من الأعلى للأسفل مثل الصورة. |
| Güvenilir ve basittir, ama olumsuz tarafı mesaj var mı diye sürekli kontrol etmeniz gerekir. | Open Subtitles | إنها جديرة بالثفة و سهلة و لكن الجانب السلبي هو أنه عليك فحص الإشارات بشكل دائم |
| O tür bir ahlaki davranışta bulunmanın kötü yanı senin kaybedeceğin çok daha fazla şeyinin olması. | Open Subtitles | الجانب السلبي في اتخاذ تلك المعايير الأخلاقية المرتفعة هو أنك عرضة لفقدان الكثير. |
| Bu da küçük kasabada yaşamanın kötü yanı. | Open Subtitles | و هذا الجانب السلبي للحياة في هذه المدينة الصغيرة |
| Tek kötü yanı, eğer bunu yapacak olursak ortalarda artık pek gözükmeyeceğim demektir. | Open Subtitles | الجانب السلبي الوحيد، إذا كان هذا هو ما نقوم به... حسنا، لا يستحق مني بدء أي كتب طويلة. |
| Ama işin kötü yanı Lydia Davis ifade vermekten caydı ve Washington yolculuğumuzda bize katılmayacak. | Open Subtitles | أما الجانب السلبي فقد تراجعت (ليديا ديفيس) عن شهادتها ولن تنضم إلينا في رحلتنا إلى (واشنطن) |
| Bunun kötü yanı ne peki? | Open Subtitles | اذن، ماهو الجانب السلبي هنا؟ |
| Bu kesinlikle olağanüstü. Tek kötü tarafı mesaj yazmayı bilmek zorunda olmanız-- Mesaj göndermeyi 40 yaşının üstündeki kimse bilmiyor. | TED | يمكنكم الاستفسار انها حقا ظاهرة. الجانب السلبي الوحيد هو انه يتوجب عليك ان ترسل-- ترسل رسالة نصية. لا احد تجاوز الاربعين يستطيع عمل ذلك |
| Bu kötü tarafı. | Open Subtitles | ذلك هو الجانب السلبي |
| Asker babaya sahip olmanın kötü tarafı bu, ama ben öyle olmamaya çalıştım. | Open Subtitles | - هل ذلك هو الجانب السلبي ... ... من كوني أباً عسكرياً صارماً لكني حاولت ألا ... |
| Ve bunun kötü tarafı da...? | Open Subtitles | وماهو الجانب السلبي في ذلك؟ |
| Tek dezavantajı, hiçbir zaman viski soslu ekmek tatlısı yapmayı öğrenemeyecekler. | Open Subtitles | الجانب السلبي الوحيد هو إنهم لن يتعلمون كيف يصنعون خبز البودنج مع صلصلة البوربون |
| Bu saldırının dezavantajı göğüs boşluğunu yarmak için yeterli kuvveti ve hedefini bulmak için yeterli doğrulukla yapılması gerekir. | Open Subtitles | الجانب السلبي من هذه الضربَة... يجب أن تكون مع قوة كافيَة لكسر تجويف الصَدر. |
| Bunun olumsuz tarafı ne, John? | Open Subtitles | ـ ما الجانب السلبي في هذا، (جون)؟ |