| Köpeğe yiyecek verince otomatikmen salyası akıyor, sonra zili çalıyorsunuz. | TED | إنه سهل، يسيلُ لعاب الكلب عندما تعطيه طعامًا، وتدق الجرس. |
| zili çalmadan önce yangın merdivenini tutması için Wilmer'i yolladım. | Open Subtitles | وقد ارسلت ويلمر لمراقبة سلم الحريق الخلفى قبل دق الجرس, |
| Bay Ratchett konuşurken zil hala çalıyordu, peki o kimdi? | Open Subtitles | من دق الجرس الثانى بينما كنت تجيب مستر راتشيت ؟ |
| zil çalınca seni kafeteryaya götürmem için beni sınıfta bekle. | Open Subtitles | بعد أن يقرع الجرس حتىأعود اليك لكي أأخذك الى الغداء. |
| Oracıkta, onca yıI hiç takdir edilmeden çalıştığı çan kulesinin altında evlenebilirlerdi. | Open Subtitles | كان بامكانهما اقامة الزفاف تحت برج الجرس حيث عمل جاهداً وبدون تقدير |
| Temel olarak çan odası, savaş zamanı, hava saldırısı sırasında bir uyarıydı. | Open Subtitles | بُنيت حجرة الجرس أساساً على نوعية الإنذار الخلفي للغارات الجوية في الحرب. |
| Hayatımda olmak istemiyorsan 2 seçeneğin var. Ya taşınırsın ya da zili çalarsın! | Open Subtitles | إذا لا تريد أن تكون في حياتي لديكَ خيارين, إنتقل, أو إقرع الجرس. |
| Bana tek yapmam gerekenin bileğimdeki zili sallamam olduğunu ve ortaya çıkacağını söylemişti. | Open Subtitles | قال لي فقط أن أحتجته فقط عليّ أهز الجرس على رسغيّ وهو سيظهر |
| Aslında geleli birkaç dakika oldu ama kapı zili çalışmıyor galiba. | Open Subtitles | في الواقع وصلت منذ مدة لكن اعتقد أن الجرس لا يعمل |
| Şu lanet zili bir daha çalarsan buz gibi çorbayı içersin! | Open Subtitles | رني ذاك الجرس اللعين مره أخرى وسوف أحضر لك الحساء بارد |
| zil çalmadan önce sandviçini bitirmek üzere geri dönmüştü. Sonra zil çaldı. | Open Subtitles | وقد عاد في الوقت المناسب لينهي شطيرته قبل الجرس، ثم قُرع الجرس |
| Her zil çaldığında, bir melek gibi kanatlanacak halim yok. | Open Subtitles | في كل مرة يرن الجرس هناك ملاك يحرم من أجنحته |
| zil çalmadan önce 10 dakika daha burada kalabilirim dedim. | Open Subtitles | اعتقد بأنني سأحصل على عشر دقائق إضافية قبل إنطلاق الجرس. |
| Bu çan, koloni döneminden beri burada durur ama bu orijinali değil. | Open Subtitles | كان نفس الجرس معلقاً هنا منذ العصر الأستعماري و هذا ليس هو |
| Eğer kozlarımızı çıkarırsak, ilk sen. çan'ı şimdi kim arıyor? | Open Subtitles | طالما سنكشف أوراقنا، فابدأ أنت، من يبحث عن الجرس الآن؟ |
| Yok canım, inandın mı buna? Ne bayrak çektiler, ne de çan çalıyorlar. | Open Subtitles | لم يقرع الجرس بعد لذلك فأنه لا يعنى الكثير |
| Sen şu kuleye çık. Toz görür görmez Çanı çalacaksın. | Open Subtitles | أريدك أعلى ذلك البرج أول علامة للغبار ، تدق الجرس |
| Evet, aslına bakarsanız, Lucy beni uyandırana kadar bir kaç kez zile basmış. | Open Subtitles | نعم, فى الواقع فان لوسى قامت برن الجرس عدة مرات قبل ان توقظنى |
| Lanet olası zilin sesi bu. - Bunu mu duydun? | Open Subtitles | ذلك الآن هو صوت رنين الجرس هل سمعت ذلك الصوت؟ |
| Kuledeki büyük çanın yanında. Sana göstereyim. | Open Subtitles | بجانب ذلك الجرس الكبير فوق البرج ، انا سأريك |
| Şimdi köşelerinize dönün ve Gong çalınca dövüşmek için gelin. | Open Subtitles | الأن عودا للجوانب وأبدأوا عند سماع الجرس |
| Belki de Kapıyı çalarım. En kötü ne olabilir ki? | Open Subtitles | ربما أرن الجرس ما هو أسوء شيء يمكن أن يحدث؟ |
| Ne gerçek ne de mecazi zilini çalmadan eve döndüm. | Open Subtitles | عدتُ إلى منزلي حتّى دون أن أقرع جرسها المجازيّ أو الجرس الحقيقي |
| - Lütfen, bunu demek istemedim. - O zilden uzak durun. | Open Subtitles | ارجوك ، لم اقصد على الاطلاق قف بعيدا عن الجرس. |
| Her sabah saat beşte, inek çanını çalarak... hepimizi uyandırdıktan sonra... koca kıçıyla erkekler yatakhanesinden... çıktığını görürdüm. | Open Subtitles | كنت أراها كل صباح وهي تتجه إلى مهجع الصبية الساعة 5 صباحاً في كل صباح، قبل أن ترن الجرس لتوقظنا |
| Siz de çalan Çanlar duyuyor musunuz yoksa sadece ben mi? | Open Subtitles | هل تسمعون هذا الجرس أم أنا فقط التي أسمعه؟ |
| Damat gelini öptüğünde, çanları beş kez çalın. | Open Subtitles | عندما تقوم العروسة بتقبيل العريس إضربي الجرس خمس مرات |
| Babayla balığa gitti, Gongu duyamıyorlar. | Open Subtitles | خرج لصيد السمك مع الأب إنهم لن يستطيعون سماع الجرس |