| Size işlerin kötü olduğunu söylememe gerek yok. Bunu herkes biliyor. | Open Subtitles | لست بحاجة لأخبركم أن الأمور سيئة، الجميع يعرفون أن الأمور سيئة |
| Çünkü bu kapının sadece özel belgeleri olan hükümet çalışanlarına açıldığını herkes biliyor. | Open Subtitles | لأن الجميع يعرفون أن هذه البوابة تفتح للموظفين الحكوميين والمواطنين ذوي الترخيصات الـخـاصـة. |
| Mümkün olduğunca kısa sürede çevreyi sağlama almamız gerektiğini herkes biliyor. | Open Subtitles | الامدادات فى طريقها الجميع يعرفون أننا نحتاج نطاقاً قوياً بأسرع ما يمكن |
| O çocuklar için her şeyimi feda ettiğimi herkes bilir. | Open Subtitles | الجميع يعرفون أنـّي ضحيت بكل شيء من أجل ألئكَ الأطفال. |
| Çünkü herkes bilir ki indirimli mallar resmen dökülür. | Open Subtitles | لأن الجميع يعرفون أن الأشياء التي تباع بأسعار مخفضة تكون عرضة للتلف |
| Carter, Kategori 8 bilim adamlarını herkes tanır. | Open Subtitles | كارتر الجميع يعرفون من هم العلماء الذي يعملون في المشاريع السرية |
| 4400 Merkezi'ni yöneten çocuk hakkındakileri artık herkes biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعرفون حول ذلك الفتى في مركز الـ 4400 |
| Bunu herkes biliyor onun dışında. | Open Subtitles | حسنا، الجميع يعرفون هذا، باستثنائه هو. يجب أن تعلميه بشعوركِ. |
| Yani, yeterince kötü, herkes biliyor ki sen vefasızsın. | Open Subtitles | أعني، يكفي أن الجميع يعرفون أنك غير مخلص |
| Benim kurtarmadığımı biliyoruz ama. Artık herkes biliyor. | Open Subtitles | كلانا نعلم أننى لم أقم بالإنقاذ والآن الجميع يعرفون ايضاً |
| Bu bizim yeni sırrımız olsun zaten eskisini herkes biliyor. | Open Subtitles | يمكن لهذا أن يكون سرنا الجديد بما أن الجميع يعرفون بسرنا القديم |
| Götün tekiyim ben. herkes biliyor. Hayatım boyunca hep sıçıp batırdım. | Open Subtitles | أنا حقير، الجميع يعرفون ذلك وكنت فاشلا طوال حياتي |
| Bunu herkes biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعرفون ذلك، وماذا أيضاً؟ |
| Ayrıca karısına ne yaptığını herkes biliyor. | Open Subtitles | -بخلاف أن الجميع يعرفون مافعله بزوجته -لماذا ؟ |
| İkimiz eski arkadaşız. Bunu herkes biliyor. | Open Subtitles | و نحن أصدقاء قدامي الجميع يعرفون هذا |
| Bu hikâyeyi herkes bilir. İçindeki en ünlü hikâyedir. | Open Subtitles | الجميع يعرفون تلك القصة غالباً هي أشهر قصة هناك |
| Ritmik jimnastiğin, küçük yaralanmalar ve şişlikler gibi küçük kötü yanları olduğunu herkes bilir değil mi? | Open Subtitles | الجميع يعرفون بأن الصغار يتورطون ويسقطون مع الجمباز الإيقاعي، صحيح؟ |
| Gerçek bir kaybeden olmayı, 30 yaşından sonra yapılamayacak şeyler olduğunu herkes bilir. | Open Subtitles | الجميع يعرفون بأن هناك أشياء لا يمكنك فعلها بعد الـ30 دون أن تبدو بمظهر الخاسر |
| Belmontlar'ın kara büyüyle uğraştığını herkes bilir. | Open Subtitles | الجميع يعرفون أن عائلة بيلمونت مارست السحر الأسود. |
| Hollywood'daki herkes bilir ki o bir parti hayvanıdır . | Open Subtitles | الجميع يعرفون أنه من كبار محبي الإحتفال في "هوليود". |
| Bu adamı herkes tanır. Bu Javier Torres. | Open Subtitles | الجميع يعرفون هذا الرجل هذا (خافير تورس) |
| Hamile stajyeri herkes tanır, Karev. | Open Subtitles | الجميع يعرفون أمر المتدربة الحامل، (كاريف). |