| Hava tahmin uçaklarından birinin pilotu da aynı gün bir gözlem yapmış. | Open Subtitles | أجل، طيّار تابع لهيئة الأرصاد الجويّة رصد نفس المنطقة بنفس ذات اليوم |
| Selam, Hava Trafikten haber geldi. Ama pek hoşlanacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | إذن تحدّثتُ مع مُراقبة الحركة الجويّة لكن لن تُعجبكِ الأخبار. |
| Atlantik'ten gelen Hava cephesi sağanak yağışı da sürüklemeye devam ediyor. | Open Subtitles | تستمر موجة التقلبات الجويّة هذه من المحيط الأطلسي بجلب أمطار غزيرة |
| Hava Kuvvetleri bunun Hava tahmin balonu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | القوات الجويّة تقول أنّه كان بالون رصد جويّ |
| Bu da kargo paketi o Havayolu ile gönderilmiş demek. | Open Subtitles | ما يعني أنّ الحقيبة قد سُلمت على تلك الخطوط الجويّة. |
| Savunma Bakanlığı'na ani bir Hava saldırısı önereceğim. | Open Subtitles | سأوصي إلى وزارة الدّفاع الضربة الجويّة الفورية. |
| Israil Hava ve kara saldirilari yapiyor. | Open Subtitles | تستخدّم إسرائيل الضربات الجويّة والهجمات الأرضية |
| Bir şekilde Hava hakimiyeti sağlamamız gerekiyordu. | Open Subtitles | أحد الأشياء التي قررنا فعلها هو أخذ بعض المشاهد الجويّة |
| Hava kuvvetleri tesis üzerine tahrip edici bomba atacak ve virüs yok olacak. | Open Subtitles | ستلقي القوّات الجويّة قنابل حارقة على المنشأة وستحرق الفيروس |
| - Evet. Biz ölmeden önce oradan çıkmak zorunda yoksa Hava Kuvvetleri bizi kızarttığında o da yanacak. | Open Subtitles | لذا عليه مغادرة هذا المكان قبل موتنا وإلاّ فإنه سيحترق حتى الموت من قبل قنابل القوات الجويّة |
| Hava kuvvetleri ülkenin tamamındaki Hava sahalarını bombalıyor. | Open Subtitles | القوّات الجويّة تقصف المطارات بكل أنحاء البلاد. |
| Gideceğimiz her eyaletin Hava durumu hakkında bilgi vermen lazım bana. | Open Subtitles | يجب عليك ان تطلعني بجميع الاحوال الجويّة في جميع الولايات التي سنزورها |
| Dünyanın farklı bölgelerinden Hava kuvvetleri de, çeşitli uzay şirketleri de Tinkerbell 4'e zarar veren şeyin tanımlanamadığını söyledi. | Open Subtitles | كل من القوات الجويّة ووكالات فضائية متعددة أكّدوا لنا.. أنّ ما تسبّب بتضرر "تينكربال 4" لا يمكن التعرف عليه. |
| Ve bu arazinin generaller için kiralandığını göreceksiniz. Fars körfezinde yeni Hava üssü için. | Open Subtitles | وسترى أنّ الأرض مُؤجّرة للواء للقاعدة الجويّة الجديدة بالخليج الفارسي. |
| Hava trafik kontrolünden araştırıp, bölgede hangi uçuşların olduğunu sordunuz mu? | Open Subtitles | هلا تحققت من مُراقبة الحركة الجويّة وعرفت أيّ رحلات كانت في المنطقة؟ |
| Oraya insanları Hava turunu götürüyorlar. | Open Subtitles | انهم يمنعون الناس من الدخول في الجولات الجويّة. تفضلي، القِ نظرة. |
| I.E.D'den kalan izlerle Hava saldırısından kalan izler benzerdir. | Open Subtitles | حسناً، يبدو ذلك منطقياً. إصابات العُبوّات الناسفة تُشبه كثيراً الإصابات الناجمة من الغارات الجويّة. |
| İçimden bir ses söz verdiğin Hava kuvveti ve bakire kızların geçersiz olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | شيء يقولي ان كل القوات الجويّة والعرائس العذراء التي وعدت انها . خارج القائمة |
| - Durum çözülene kadar... - ...Hava kontrolü kapatıldı. | Open Subtitles | لقد تمّ إيقاف الحركة الجويّة حتى يتم حل الوضع. |
| Havayolu irsaliyenin bir kopyasını saklar. | Open Subtitles | الخطوط الجويّة تحتفظ بنسخة من بيان الشُحنة. |
| Ulusal Havacılık Hizmetleri sistemin... | Open Subtitles | 45 مساءً . خدمة الأرصاد الجويّة الوطنيّة كشفت راداراتُها عن إحتمال حدوث الخطر .. العاصفة تقع على بُعد 7 أميال |
| Yeteri kadar yakından bakarsan bir sonraki uçuş grubunu görebilirsin. | Open Subtitles | اذا نظرتي بقرب كفاية، تستطيعين رؤية المجموعة وهي تركب الرحلة الجويّة التالية. |
| Jetlag(uçak tutması), küresel seyahat, 24 saat iş, vardiya kültüründe yaşıyoruz. | TED | نحن نعيش في ثقافة الرّحلات الجويّة ذات الفوارق الزمنية، السّفر إلى جميع أنحاء العالم، العمل طوال 24 ساعة، نوبات العمل. |