| Bunun iyi yanı, topların hep aynı seviyede gelmesi. | Open Subtitles | الشيء الجيد حول هذه الكراتِ بأنّهم كُلّ في نفس المستوى، |
| Festivallerin iyi yanı buraya geldiğiniz zaman istediğiniz her şeyi bulabilmeniz. | Open Subtitles | الشيء الجيد حول المهرجانات هي التي يمكنك أن تجد كل ما تريد. |
| Gerçekten birlikte olmamanın iyi yanı ayrılmak zorunda kalmamaktır. | Open Subtitles | الأمر الجيد حول اننا لم نكن في علاقة حقيقية أنه لا حاجة لأن ننهيها |
| Bunun neresi iyi olabilir ki ? | Open Subtitles | ما الشئ الجيد حول هذا؟ |
| Bunun neresi iyi ki? | Open Subtitles | ما الجيد حول ذلك؟ |
| Bu şeylerin iyi yanı, uydu telefonları gibi takılma sorunları yaşamıyorsun. | Open Subtitles | الشيء الجيد حول هذه الأمور، وانهم مأمن من المشاكل والثغرات تحصل مع هواتف تعمل بالاقمار الصناعية. |
| En iyi yanı ise hukuki açıdan bilgisizler yani anlaşmaya istediğimi ekleyebilirim. | Open Subtitles | والشيء الجيد حول ذلك, أنهم ليسوا اذكياء قانونياً ويمكنني أن أقوم بشق أي غرامة يقومون بإعطائنا إياها |