| Kahrolasi İngiltere'de... yağmura bu kadar ihtiyaç duyacağını... hiç düşünmezsin değil mi! | Open Subtitles | لا تتصور أبداً الحاجه للمطر ملحه جداً ولكن ليس فى انجلترا اللعينة |
| Hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyulmasına rağmen lokomotifler enkaza çevrildi. | Open Subtitles | قاطرات السكك الحديديه تم تدميرها رغم أن الحاجه إليها وقتها لم تكن كأى وقت مضى |
| Sana en fazla ihtiyaç duydukları zaman, insanları yüzüstü bırakıyorsun. | Open Subtitles | تهجر الناس عندما يكونون فى أشد الحاجه لك |
| Bu çekişmeden çok etkilendim, bir elde gizlilik diğerinde açık bir radyo, spektrum ihtiyacı arasında ki belli belirsiz bir anlaşmazlık. | TED | لذا أن مفتون بهذا التعارض ، تعارض غامض بين الخصوصية من ناحية وبين الحاجه إلى مجال إشارات نظيف من ناحية إخرى. |
| Eğer ihtiyacı olan bir kız kardeşe yardım etmezsen, bedelini ödersin. | Open Subtitles | لو لم تساعد الأخت وقت الحاجه أنت تملك المال لتدفع. |
| Neden kendimi sürekli küçük düşürmeye ihtiyaç duyuyorum? | Open Subtitles | لمَ لدي تلك الحاجه الدائمة لتقليل من شأن نفسي؟ |
| Çünkü en az umduğun ve en çok ihtiyaç duyduğun bir zamanda ortaya çıkarlar. | Open Subtitles | لماذا؟ لأنّهم يظهرون عندما لا تتوقعين ذلك عندما تكوني في أشد الحاجه إليهم |
| En çok ihtiyaç olan anda birden sihirli bir şekilde şahidiniz oluverdi. | Open Subtitles | أنتم لديكم شاهِد ظهر بشكل سحري مباشرةً عندما كنتم في أمس الحاجه إليه |
| İnsan Dondurma Projesi ile, en iyi adamlarımızı... onlara ihtiyaç duyacağımız zamana kadar saklama imkanımız olacak. | Open Subtitles | مع مشروعنا سبات الانسان ...نستطيع ان نحافظ على افضل الرجال نجمدهم في البدايه ...لاستخدامهم وقت الحاجه |
| Çocuğun anne ile arasında bağ kopukluğundan olabileceği iddia ediliyor bu çok acımasızca bir ifade ama çocuğun fiziksel ilgiye en çok ihtiyaç duyduğu anda annenin soğuk ve ilgisiz davranması gibi. | Open Subtitles | من المقترح أن السبب قد يكون قلة الإرتباط مع الأم أنه في مرحلة مهمه كانت الأم بارده و منعزله عندما كان الطفل في أمس الحاجه للعاطفة الماديه |
| Eğlenceli olacak, umutsuzca ihtiyaç duyduğun bir şey bu. | Open Subtitles | -لا انه شيء ممتع شيء انتِ في أمس الحاجه اليه |
| Üç buçuk. İhtiyaç molası vermeyeceğiz. | Open Subtitles | ثلاث ساعات ونصف, بدون توقف لقضاء الحاجه |
| Nerede ihtiyaç olursa oraya giderim. | Open Subtitles | أذهب عند الحاجه |
| Hayır, ama bu başkalarının ihtiyacı olduğu adaleti almasına hiç engel olmuyor. | Open Subtitles | لا,ولكنها تمنع الأخرون من الحاجه لتطبيق العداله على الاطلاق |
| Uyanması gerekirse veya herhângi bir ihtiyacı olursa birini yollarım. | Open Subtitles | سأبعث خلفك بمجرد أن يستفيق أو عندما تستدعي الحاجه |
| O değilse bile... bu bir intikam ihtiyacı, aşk ümitsiz olunca hissediliyor. | Open Subtitles | حسنا. اذا ليس ذلك ,اذا ... انها الحاجه ل ... |
| Bireyleri memnun etme, üstün başarısıyla onu gururlandırma ihtiyacı... | Open Subtitles | إنها الحاجه لإرضاء الإنجاز الكبير الرغبة في .... جعل شخص ما فخور |
| Güvenlik ihtiyacı ağır basıyor. | Open Subtitles | أعني أن الحاجه للسريه |