| Fırtına iki gün daha devam etti ama on birinci günde güzel hava geri dönüyor. | Open Subtitles | اشتدت العاصفة ليومين آخرين وفي اليوم الحادي عشر عاد الطقس الجيد |
| Dört tane telafi sınavına girmem gerekiyor, ...yoksa beni on birinci sınıfı tekrar etmek zorunda bırakacaklar. | Open Subtitles | يجب علي ان اخذ 4 امتحانات او انهم سيجعلوني اعيد الصف الحادي عشر |
| Bugün öğleden sonraki kargaşaya karışmadıkları_BAR_için, en iyi durumda olanlar onlar. | Open Subtitles | بما أن قائد القسم الحادي عشر جاهز لكل شيء فهو القسم الأقل نشاطا |
| İyi akşamlar. 11. kat, sağdaki koridor. | Open Subtitles | المساء.. الطبق الحادي عشر.. الرواق الأيمن |
| Onbirinci sınıftayken, sevgilin Lizzie'yi terkettiğinden beri kızarkadaşlarına duygusal olarak bağlanmayı bıraktım. | Open Subtitles | لقد توقفتُ عن الإهتمام عاطفياً بخليلاتكَ بعد أن هجرتَ تلكَ الفتاة الرائعة، في الصف الحادي عشر |
| Destek, Onbirinci kat. | Open Subtitles | النسخ الاحتياطي، الطابق الحادي عشر. |
| Ben... Onbir olmaktan rahatsız olmam. | Open Subtitles | لا امانع أن اكون من سكان المنطقة الحادي عشر |
| On bir surat, hepsi sendin. Sen on birinci Doktor'sun. | Open Subtitles | أحد عشر وجهاً، كلّهم أنت أنت الدكتور الحادي عشر |
| Evet, ve on birinci sınıfta sana birkaç zehirli elma fırlattı. | Open Subtitles | نعم ورمت لك تفاحة فاسدة في الصف الحادي عشر |
| Arkadan Atomic Rain geliyor, on birinci sırada, iki boy geride. | Open Subtitles | ومن أقصى الخارج من الحاجز الداخلي هذا أتوميك رين في المركز الحادي عشر بطولين خلف الجياد |
| Bu on birinci kaburgadaki izin büyütülmüş bir görüntüsü. | Open Subtitles | حسنا، اذا هذه هي الصورة العالية للعلامة على الضلع الحادي عشر |
| Sen de on birinci kaplan olmalısın. | Open Subtitles | لابد أن تكوني النمر الحادي عشر |
| 11 Eylül'den sonra yapılan çalışmalar psikolojik baskının, sefalet içinde sürünmeden daha iyi olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | الدراسات بعد أحداث الحادي عشر من سبتمبر أظهرت أن كبت المشاعر أفضل للمواجهة بدلاً من الغرق في الحزن |
| 11 Eylül'den sonra yapılan çalışmalar psikolojik baskının, sefalet içinde sürünmeden daha iyi olduğunu gösterdi. | Open Subtitles | الدراسات بعد أحداث الحادي عشر من سبتمبر أظهرت أن كبت المشاعر أفضل للمواجهة بدلاً من الغرق في الحزن |
| Dünya üzerinde çarşamba günü sabahın 11'inden daha iyi bir zaman var mı? | Open Subtitles | هل هناك وقت أفضل في العالم من الحادي عشر صباحا في يوم الأربعاء ؟ |
| Onbirinci ay... | Open Subtitles | انه شهري الحادي عشر. |
| Tanrının Onbirinci Emir'ine göre: | Open Subtitles | ...والأمر الرباني الحادي عشر |
| Evet. Pekçok Onbir'de geldi. | Open Subtitles | أجب لقد أتي الكثير من سكان المنطقة الحادي عشر أيضا |
| Anlasana, erkek arkadaşı Onbir olduğu yüzünden. | Open Subtitles | يبدو لأن الشخص الذي تحبه من سكان المطقة الحادي عشر |
| Ama... Ben Onbir'im... | Open Subtitles | لكن أنا من سكان المنطقة الحادي عشر |
| On bir numara, 25 Kasım. Pat Bruner, 4 Üniversite Yolu, Boston. | Open Subtitles | الحادي عشر من نوفمبر "بات برونر" 4 طريق الجامعة ، "بوسطن" |