"الحرمان" - Traduction Arabe en Turc

    • Denial
        
    • mahrum
        
    • yoksunluğu
        
    • yoksunluk
        
    • yoksulluk
        
    • şeylerini kaybediyorlar
        
    Cumartesi gecesi Denial'da beraber yemek yemek istiyorum. Open Subtitles أريد لنا جميعا لتناول العشاء ليلة السبت في الحرمان.
    Denial, Manhattan'ın çok popüler bir yeriydi. Open Subtitles كان الحرمان شعبية جدا مانهاتن بقعة ساخنة.
    İkinci yüzyılda, bunun sebebinin cinsellikten mahrum kalmak olduğunu sandılar. Open Subtitles في القرن الثاني ظنو بأن سببه الحرمان الجنسي
    Şöyle motive edip soralım. Neden insanların işleri kendileri halletmeye çalışmaları ve buna katılmaları için bu kadar çok huzursuzluk, haklardan mahrum etme ve nefret var? Open Subtitles التي تحفّز و تجعل المرئ يتسائل , لماذا هناك الكثيرُ من الإضراب أو الحرمان من الحقوق أو الغضب,
    Uyku yoksunluğu kendi ağrılarımıza karşı bizi daha hassas hale getirdiğinde başkalarıyla ilişki kurmakta ve uykumuzu alamadığımızda genel olarak iyi ve sağlıklı biri olmakta zorluk yaşamamız şaşırtıcı değil. TED حين يجعلنا الحرمان من النوم فعليَّا أكثر حساسية لألمنا، فليس من الغريب أن نجد صعوبة في التعامل مع الآخرين وبشكل عام أن نكون أشخاصاً طيبين وأصحاء حين نحرم من النوم.
    Buz gibi su ve uyku yoksunluğu yüzünden genital bölgene elektrotlar bağlı hâlde bütün gün ayakta tutuyorlar seni. Open Subtitles الماء البارد و الحرمان من النوم يجعلك تقاوم طوال اليوم والاقطاب الكهربائية متصلة بجسمك
    O kadar siyah ki, o üstümdeyken kendimi bir duyusal yoksunluk tankında gibi hissediyorum. Open Subtitles وحتى أنه شديد السواد، أشعر كما لو أنني في بركة من الحرمان العاطفي عندما يكون فوقي
    Omuzlarınızda haksızlık, yoksulluk ve haklarınızdan mahrumiyetle doğdunuz. Open Subtitles لقد حملتم الظلم على عاتقكم لقد تحملتم الفاقة و الحرمان من حقوقكم
    Hayatları boşa gidiyor, her şeylerini kaybediyorlar. Open Subtitles لم يروا في حياتهم سوى الاعتداءات الحرمان
    Arkadaşlarımla Denial'da yemek için buluşacağım. Open Subtitles أنا قاء أصدقائي في وسط المدينة في الحرمان لتناول العشاء.
    Anlaşılan Manhattan'daki herkes "yalanlama(Denial)" içinde olmak istiyordu. Open Subtitles على ما يبدو، أراد الجميع في مانهاتن أن يكون "في الحرمان".
    İşre o an, Miranda "yalanlamadan(Denial)" ayrıldı. Open Subtitles تماما مثل ذلك، ترك ميراندا الحرمان.
    Yabancı biri ülkede illegal olarak bulunuyorsa haklarından nasıl mahrum edilmiş olabilir anlayamadım. Open Subtitles لا أفهم كيف لأجنبي ربّما دخل البلاد بطريقة غير قانونيّة أن يعاني الحرمان من حقوقه؟
    "Yankesici" filmi, suç ve haklardan mahrum olmakla ilgili bir tartışma başlattı. TED فيلم "النشال" بدأ بنقاش حول جرم الحرمان من الحقوق.
    Ve milyonlarca savaş esiri Almanların elinde, yiyecekten, kıyafetten barınaktan mahrum, hayatını kaybetti. Open Subtitles وملايين الأسرى الذين قضوا ... نحبهم على يد الألمان بفعل الحرمان من الطعام والكساء والمأوى ...
    Buz gibi su ve uyku yoksunluğu yüzünden genital bölgene elektrotlar bağlı hâlde bütün gün ayakta tutuyorlar seni. Open Subtitles الماء البارد و الحرمان من النوم يجعلك تقاوم طوال اليوم والاقطاب الكهربائية متصلة بجسمك
    Çünkü insanlar üzerinde deney yapıyorsun ve uyku yoksunluğu kabul görmüş bir tedavisel araç değil. Open Subtitles لانك تجرب على البشر و الحرمان من النوم ليس أداة علاجية معترف بها يالهي , لا يمكن ان تكون عنيد اكثر من هذا
    Hepimiz 12 saattir ayaktayız ama çoğu uyku yoksunluğu belirtileri 36 saat geçene kadar ortaya çıkmazlar. Open Subtitles ولكن معظم أعراض الحرمان من النوم لا تبدأ حتى بعد 36
    Ve devlet, İngiltere'de Ella gibi ekonomik, sosyal ve çevresel yoksunluk döngüsünü kırmak için mücadele eden 100.000 aile olduğunu söylüyordu. TED وصرّت الحكومات بأنه يوجد 100.000 عائلة في بريطانيا اليوم، لها نفس حالة إيلّا، تُكافح من أجل كسر حلقة الحرمان الإقتصادي والإجتماعي والبيئي.
    Aslınd çalışmalarını kedi yavruları ile farklı yoksunluk grupları oluşturarak yürütmüşlerdi. Altmışlı yıllarda yapılan bu çalışmalar şimdi insan bebeklerine uyarlanıyor. TED إذن كانت أبحاثهم على القطط الصغيرة, بإستخدام أنواع مختلفة من نظم الحرمان, و هذه الدراسات و التي ترجع إلى الستينات, تطبق الآن على أطفال البشر.
    En azından bunca yoksulluk çektikten sonra refaha kavuştuğun için sevinçliyim. Open Subtitles على كل حال أنا سعيد لأن أمورك ستتحسن الآن بعد كل سنوات الحرمان
    Ülkemiz yoksulluk ve aşağılanmadan muzdaripken Albert Einstein kâr etmek için kuramını tanıtma peşinde koşuyor. Open Subtitles شارك ألبرت أينشتاين في تعزيز الربح لأن بلدنا يعاني من الحرمان والإهانة
    Hayatları boşa gidiyor, her şeylerini kaybediyorlar. Open Subtitles لم يروا في حياتهم سوى الاعتداءات الحرمان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus