| Dereye gittik ve fosil aramaya başladık. | TED | وخرجنا إلى النبع وبدأنا نبحث عن الحفريات. |
| Mesele fosil aramak değil, tecrübe etmek, | TED | لا يتعلق الأمر فقط بالبحث عن الحفريات لكن بتكوين التجارب. |
| 16 yaşımda arkeoloji dersleri almaya başladım ve kazı çalışmalarına gittim. | TED | عندما بلغت السادسة عشرة من عمري، بدأت بأخذ دروس علم الآثار والتنقيب عن الحفريات. |
| Burada bazı kemik fosilleri var. Hangi hayvana ait olduklarını bulmayı deneyeceğim. | Open Subtitles | يوجد هنا العديد من الحفريات العظمية سأجرب وأري إن كنت قادراً علي تخمين المكان التي جاءت منه |
| Fosiller, brachiopodlar mercanlar, farklı türde kayaçlar üst katmanda kireç taşı vardır. | Open Subtitles | يمكنكم هنا العثور على الحفريات والمرجان وتركيبات مختلفة من الحجر الجيرى وخاصة فى الطبقة العليا |
| Burada, Fransa'da fosillerin çoğu muhteşem bir bilim insanının eline ulaştı. | Open Subtitles | العديد من هذه الحفريات في فرنسا وقعت في أيدي عالم بارع |
| Kendisi bir paleobiyolog yani fosil yaşam bilimci ya da eski ölü şeyleri kazıp çıkarmada uzmanlaşmış biri diyebiliriz. | TED | فهي عالمة في الحفريات القديمة، ما يعني أنها مختصة في نبش الكائنات الميتة القديمة جدا. |
| Doğru yerdeyseniz, soru fosil bulup bulamama değil, fosil bulursunuz. | TED | لذا عند تواجدك في الظروف الصحيحة، ليست مسألة ما إذا كنت ستستطيع العثور على حفريات أم لا؛ ستعثر على الحفريات. |
| Bu bilgi ile galaksimizin tarihinin ve fosil kaydının üzerindeki örtüyü kaldırabilir ve nasıl oluştuğunu öğrenebiliriz. | TED | وبهذه المعلومات، نستطيع ان نكشف عن التاريخ وسِجلّ الحفريات الخاص بمجرتنا ونَعلَم كيفية تكوينها. |
| fosil kayıtlarında hâlâ boşluklar olmasına rağmen ilk adım, kaburgaların kalınlaşması gibi görünüyor. | TED | على الرغم من الفجوات بين الحفريات المسجلة، يبدو أن الخطوة الأولى كانت تتعلق بسماكة الضُلُوع. |
| uygarlık olarak ilerlememiz havaya bağlı haraket etmek için fosil yakıtlara bağımlıyız | Open Subtitles | إن تقدمنا كحضارة يعتمد على ما إذا كنا قادرون على التحرك إلى ما بعد إعتمادنا على وقود الحفريات |
| Enerji , genellikle fosil yakıtlar nadir bulunur buda ülkeleri şavaşa sürükler bu yüzden bir enerji kaynağı düşünün güvenli, temiz, verimli ve bol bu toplumlar üzerinde derinden etkli olabilir ve herşeyi değiştirebilir | Open Subtitles | والطاقة، خصوصا وقود الحفريات نادر جدا لدرجة أنه يثير النزاعات بين الأمم لذا تخيل مصدر للطاقة |
| Kenya'nın kuzeyindeki bir kazı esnasında bile... ...insanlara o anda ne yaptığımızı anlatabiliyoruz. | TED | حتى من خلال الحفريات في شمال كينيا، يمكننا التحدث للناس عما نفعله. |
| Bu kazı çok tehlikeli ve ben tatmin olana kadar kazı yerinin güvenliğinden tamamen İngiliz Ordusu sorumlu olacak. | Open Subtitles | هذه الحفريات مهمه بحيث لا نستطيع التخلي عنها وحتى أكون متأكداً من أن الوضع آمن ومرضي فان الجيش سيتابع السيطره |
| -Bu kazı tehlikeye atılamayacak kadar önemli. | Open Subtitles | هذه الحفريات مهمه بحيث لا نستطيع التخلي عنها |
| Cuvier'in bu konuda benden daha iyi olduğu çok açık ve bunun sayesinde topraktan çıkarılan ve bilinmeyen fosilleri tanımlayabildi. | Open Subtitles | من الواضح أن كوڤييه كان أبرع مني في هذا مما سمح له بالتعرف علي الحفريات التي لم يسبق لأحد معرفتها والتي أتت من الأرض |
| O Darwin' in evrim görüşlerine katılmasada, ...zamanının büyük bilim adamlarından biriydi ve onun, fosilleri yorumlamak için özel bir yeteneği vardı. | Open Subtitles | بالرغم من أنه من مناهضي نظرية داروين للتطور، فقد كان من أعظم علماء عصره ولديه إسلوب محدد لتفسير الحفريات |
| Lyme Regis'teki fosilleri toplamak için bir iş kurmayı denedim. | Open Subtitles | لقد حاولت أقامة محال تجارية ."لجمع الحفريات فى "لايم ريجز |
| Fosiller, brachiopodlar mercanlar, farklı türde kayaçlar üst katmanda kireç taşı vardır. | Open Subtitles | يمكنكم هنا العثور على الحفريات والمرجان وتركيبات مختلفة من الحجر الجيرى وخاصة فى الطبقة العليا |
| Ve ayrıca nesil tükenme durumları da olabilir -- fosillerin aniden kaybolması gibi. | TED | كما ان هناك دلالة على انقراض .. الحفريات |
| Yaşan fosillere duyduğun ani ilginin, nasıl ortaya çıktığını düşünüyordum. | Open Subtitles | أظنني لا أعرف أنى لك بهذا الاهتمام المفاجئ بحياة الحفريات. |
| Artık Bay Ellsworth kazılarda eskisinden daha fazla zaman geçirecek, Sofia. | Open Subtitles | الآن أكثر مما قبل " السيد " إيلسورث سيقضي الوقت في الحفريات |
| Derati'deki bir kazıda çalışmışsınız. | Open Subtitles | لقد عملت في موقع الحفريات |
| Yapılan kazılar volkanik çöküntünün 20 kat derinlikte olduğunu ve adanın etrafındaki 50 km yarıçaplık bir alanı kapladığını ortaya çıkardı. | Open Subtitles | الحفريات كشفت أثار للبركان على أعماق بعيدة و تغطي دائرة قطرها 48 كيلو متراً حول الجزيرة |
| Cuvier'e gönderilen fosillerden biri buydu. | Open Subtitles | أحد الحفريات التي أرسلت لكوڤييه,كانت هذه |
| SP: Arkeoloji, paleontoloji ve bilime olan tutkun ne zaman başladı? | TED | س. ب: متى بدأ حبك للآثار وعلم الحفريات والعلوم؟ |