| Şu konsere gideriz diyordum da. | Open Subtitles | لأنني كنت أفكر بالذهاب إلى ذلك الحفل الموسيقي |
| Kurbanın konsere birlikte gittiği adam. | Open Subtitles | الرجل الذي حضرت معه الضحية الحفل الموسيقي |
| Bir keresinde, bir konser sırasında bir enerji kesintisi oldu. | Open Subtitles | أحد المرات وأثناء الحفل الموسيقي حدث انقطاع للتيار الكهربائي |
| Kardeşinize ait salonda son dakikada çıkan konser. | Open Subtitles | في آخر لحظة في الحفل الموسيقي في القاعة التي يملكها أخيك |
| Hafta sonundaki müzik konseri hakkında sözleşmiş durumdayız, değil mi? | Open Subtitles | هل ما زلنا سنحضر معاً الحفل الموسيقي هذه العطلة ؟ |
| Sizin sorununuz. Ben konseri rus televizyonuna sattım. | Open Subtitles | تلك مشكلتك الخاصة ، سأبيع الحفل الموسيقي للتلفزيون الروسي. |
| İşte. Bu ilanların bu geceki Konserden önce dağıtılması gerekiyor. | Open Subtitles | خذ هذه تذاكر حفل الليلة وتحتاج للتوزيع قبل الحفل الموسيقي |
| - Konserin harika olduğunu duydum. | Open Subtitles | -إنها تخدع بسهوله -سمعت بأن الحفل الموسيقي رائع |
| Yurttan birkaç arkadaş Cumartesi günü şu konsere gidecek. | Open Subtitles | بعض الاصدقاء من سكن الجامعة سيذهبون الى هذا الحفل الموسيقي |
| Bir şeyim yok, sadece konsere gelmek istemiyorum. | Open Subtitles | أنا بخير، كل ما في الأمر هو أني لا أريد الذهاب إلى الحفل الموسيقي |
| Beni konsere götürebilirsin. Pekin'de çok eğlenmiştik. | Open Subtitles | خذني إلى الحفل الموسيقي معك "لقد حظينا بوقت ممتع في "بكين |
| Eğer onu çabuk yakalarsak belki de şeytan Andi ile konsere gitmeme izin verir. | Open Subtitles | أتعلم، ربما لو أمسكناه مبكراً سيدعنى الشيطان أذهب إلى الحفل الموسيقي مع (آندى) |
| Ted, konsere kimi götüreceğini seçtin mi? | Open Subtitles | تيد ) .. هل قررتَ من ستأخذ ) معكَ إلى الحفل الموسيقي ؟ |
| Bir çevre düzenleme şirketi, ...ve aynı toprak işlemesini konser kamp alanı olarak kullanıyor. | Open Subtitles | إنها شركة بستنة ويستعملون المعالجة الترابية كتلك المستعملة في مخيم الحفل الموسيقي |
| Kraliçenin konser isteğinin hayırlı olmadığını düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | و الحفل الموسيقي الخاص بالملكة لم يكن واحد من الاشياء الجيدة |
| Aklımda bir konser vermeye yetecek şey var. | Open Subtitles | نعم الحفل الموسيقي كله في رأسي |
| Böylece konseri en üst sırada seyretmiş olacaksın. | Open Subtitles | وستحصل ياصديقي على مقاعد من الدرجة الأولى في الحفل الموسيقي |
| Kusursuz yer yardım konseri. | Open Subtitles | الحفل الموسيقي الخيري هو المكان الأمثل |
| konseri durdurmalıyız! | Open Subtitles | يجب أن نوقف الحفل الموسيقي! |
| Konserden sonra sizinle vedalaşamayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أستطيع أن أودعك بعد الحفل الموسيقي |
| Konserden dosdoğru buraya geldiğimizi söylemedim. | Open Subtitles | لم أقل بأنّنا قد قدمنا مباشرةً من الحفل الموسيقي |
| Konserin ismi "Murder 4 Life" ve Da Glock Pointaz Romeo Smoov, Queen Booty Shaykah M.C. Champagne Millionaire ve Assault Weapons dergisinin Yılın Erkeği seçimi Alcatraaaz sahne alacak. | Open Subtitles | هذا الحفل الموسيقي الزاخر بالنجوم والذي يحمل اسم (موردير فور لايف) يضم (دا غلوك بوينتاز) و(روميو سموف) و(كوين بوتي شايكاه) |
| Ted Nugent konserinde olmadığım için çok mutluyum. Hadi. | Open Subtitles | انني سعيد انني لستُ في الحفل الموسيقي انطلقي |