| Sana kahven, ve seninle ilgili anlattığı şeyler hakkındaki gerçeği söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أخبرك الحقيقة بشأن قهوتك و ما قالته عنك |
| Kutu hakkındaki gerçeği söylemediğin için. | Open Subtitles | طالما أنك لم تخبرني الحقيقة بشأن الصندوق |
| Başkanın, şehirdeki suç oranları ile ilgili gerçeği söylemediği izlenimini uyandiracağım. | Open Subtitles | أعتقد أن المحافظ لا يقول الحقيقة بشأن الجريمة في المدينة |
| Bomba hakkında doğru söylemişken bu konuda niye yalan söyleyeyim? | Open Subtitles | لماذا اكذب عليكي وانا اخبرتكم الحقيقة بشأن القنبلة |
| Sadece orada olanlar hakkında gerçeği söylerse yaparım bunu. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي تناسبني هي إذا تكلم الحقيقة بشأن ما حصل هُناك. |
| Evliliğinle ilgili doğruyu söylemeyince, sana saldırdım. | Open Subtitles | اشعر بالإهانة لأنك لم تخبرني الحقيقة بشأن زواجك وتأثرت بشكل غريب |
| Ama babası hakkındaki gerçek dikkatinizden kaçmamıştır sanırım. | Open Subtitles | لكن مـا أتصوره أنّه لم تغب عن خـاطركِ الحقيقة بشأن والـدهـا |
| Sonunda, belki, ailen hakkındaki gerçekleri öğrenebilirsin. | Open Subtitles | في النهاية ، ربما تكتشفين الحقيقة بشأن والديكِ، |
| Belki o gün hakkındaki gerçeği öğrenmemiz bizi tekrar bir araya getirir. | Open Subtitles | ربما معرفة الحقيقة بشأن ذلكَ اليوم ستعيدنا معاً ثانيةً |
| Artık senden korkmuyorum, babam hakkındaki gerçeği bulmak neye mâl olsa da yapacağım ve beni durduracağını söyleyebildiğin bir şey yok. | Open Subtitles | لم أعد أخشاك، سأفعل ما يتحتم عليّ لأكتشف الحقيقة بشأن والدي، |
| Baban hakkındaki gerçeği öğrendiğinde doğumu engellemeyi bile denedi. | Open Subtitles | عندما عِلمت الحقيقة بشأن أباكِ حتى أنها حاولت إيقاف الولادة |
| Clark Kent hakkındaki gerçeği bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد معرفة الحقيقة بشأن كلارك كينت |
| Ama baban hakkındaki gerçeği yazmayı unutma. - Neyi? | Open Subtitles | لا تنسى أن تقول الحقيقة بشأن والدكَ |
| Kardeşiniz hakkındaki gerçeği öğrenmek istemiyor musunuz? | Open Subtitles | ألا تريد أن تعرف الحقيقة بشأن أختك ؟ |
| Bana savaşla ilgili gerçeği söylersen ben de sana yeldeğirmeninde tuttuğum büyük atlarla ilgili gerçeği söylerim. | Open Subtitles | لو تخبرني الحقيقة بشأن الحرب سأخبرك بالحقيقة بشأن الخيول الضخمة التي أخفيها في طاحونة الهواء |
| Son Beşinle ilgili gerçeği sonunda gördün. | Open Subtitles | الآن ترين الحقيقة بشأن الخمسة النهائيين |
| Penisilin iğnesini daldırmasıyla ilgili gerçeği anlatsana... | Open Subtitles | لا تدخل بالأمر أولاً. قلّ الحقيقة بشأن قطرات "البنسلين" التي تستخدمها يا رجل. |
| Adam yardım çağrısı hakkında doğru söylüyormuş. | Open Subtitles | ذلك الرجل كان يقول الحقيقة بشأن إتصال الإعاشة |
| Ghost hakkında doğru söylediğimi kanıtlayabilirim. | Open Subtitles | أستطيع إثبات أننى أقول الحقيقة بشأن جوست |
| Keşke baban hakkında gerçeği sana anlatmasaydım. | Open Subtitles | ربما لم يكن يجب أن أُخبركِ الحقيقة بشأن والدكِ |
| Durumun ne olduğuyla ilgili doğruyu söyler misin? | Open Subtitles | هل تستطيع إخباري الحقيقة بشأن هذا الوضع؟ |
| Dodori'yi yakala. jpeg Min'in cinayeti hakkındaki gerçek. jpeg 1. | Open Subtitles | {\cH7ACCD4} القبض.على.دودوري.jpg الحقيقة. بشأن. قاتل. |
| Bu kitap Nainsanlar hakkındaki gerçekleri öğrenmemi sağladı. | Open Subtitles | هذا الكتاب فتح عيني على الحقيقة بشأن اللابشر |
| Tabii senin bir gölgen yok. Gölgeni sökmen konusunda doğruyu söylüyordun. | Open Subtitles | و ليس لديك ظلّ كنتَ تقول الحقيقة بشأن انتزاع ظلّك |
| Biz annemiz hakkında gerçekleri söylemek istiyoruz. | Open Subtitles | فنحن نرغب بقول الحقيقة بشأن والدتنا |