| Anlat bana, Lex, o gazetecilere özel bir ilgin mi var? | Open Subtitles | قل لي، ليكس، هل لديك بعض المصالح الخاصة مع تلك صحفيين؟ |
| Dünya üzerindeki devletlerin çoğu, postanelerin para gönderme şirketleri ile özel ortaklık kurmalarına izin veriyorlar. | TED | معظم الحكومات حول العالم سمحت لمكاتب البريد بعقد الشراكات الخاصة مع شركات تحويل النقود |
| Bak, özel hayatımı tamamen yabancı kişilerle tartışmıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أتكلم عن حياتي الخاصة مع مجموعة غرباء |
| Ama söz konusu kadınlarla yaşadığım kişisel münasebeti itiraf ediyorum. | Open Subtitles | لكنني أعترف أن فشل الحكم في تعاملاتي الخاصة مع أولائك النسوة |
| Jane'e söyle, Garrett Fairfield'la kişisel yakınlığımı kullanmak için bir çikolatanın beni kandırabileceğini düşünüyorsa beni tanıyamamış demektir. | Open Subtitles | اخبر ان كانت تعتقد ان الشوكلاتة ستحفزني علاقتي الخاصة مع جاريت فيرفيلد اخبرها انها لا تعرفني جيداً |
| İtiraf etmeliyim ki, o yahudiyle ben, aramızda özel ufak bir tertip yaptık. | Open Subtitles | أعترف أني قمت ببعض الترتيبات الخاصة مع اليهودي |
| Er ya da geç bu özel ilişki Uluslararası Af Örgütü'nün insan hakları ihlalcisi ilan edilen bir rejimle bozulacak ve Bushların başını derde sokacaktı. | Open Subtitles | إن آجلا أو عاجلا،هذه العلاقة الخاصة مع نظام سياسى معروف عنه بشكل واسع الإنتشار إنتهاكه لحقوق الإنسان |
| Garantili, karlı özel bir yatırım yapıyorum. | Open Subtitles | أقوم ببعض الأستثمارت الخاصة مع عوائد مضمونة |
| özel siparişlerle ödemesi yapılarak alınanları karşılaştırabilir misiniz? | Open Subtitles | حسنا, ارغب ان تتفقدي الطلبات الخاصة مع الاستلام والدفوعات ان كنت لا تمانعين |
| Demek parayı Missouri üniversitesinin koçundan özel ders almak için kullanmadınız? | Open Subtitles | اذا لم تستخدموا المال لدفع اجور التدريبات الخاصة مع مدربة جامعة كانساس؟ |
| James'in özel Kuvvetler birimindeymiş, ve James ile aynı zamanda ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | بيتر ميلرد لقد كان في وحدة القوات الخاصة مع جيمس واختفى في نفس وقت اختفاء جيمس |
| Senin özel hayatından kimseye bahsetmem. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | لن أتكلم أبداً عن حياتك الخاصة مع أي شخص ، تعرف ذلك |
| özel hayatı da, üne kavuştuğunda beri parlamıştı. | Open Subtitles | حياته الخاصة, مع ذلك, , أشرقت منذ وصوله للشهرة. |
| 2010'dan beri Stockholm polisi özel kuvvetlerde arabulucu olarak çalışıyorsun. | Open Subtitles | منذ سنة 2010 عملة كمفاوضة في القوات الخاصة مع شرطة ستوكهولم |
| Ben asla, özel hayatımı yabancılarla paylaşmam. | Open Subtitles | ..أنا فقط لا لا أحب أن أتحدث عن حياتي الخاصة مع غريب تماماً |
| Yani özel bir ilişki vardı ortada | Open Subtitles | نقول ، "العلاقة الخاصة" مع السيد دي سوزا. أنا متأكد من أننا يمكن أن تعمل شيئا. |
| - Köpeklerle anlaştığın özel yeteneğin bu mu? | Open Subtitles | حقاً ؟ هذه هي مهارتك الخاصة مع الكلاب ؟ |
| 500 "arkadaşıyla" tüm kişisel bilgilerini paylaşıp, bunlardan bize söz etmemesinden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره أنهم يشاركون كل تلك المعلومات الخاصة مع 500 من "أصدقائهم" ولكن لا يتكلموا معنا عن ذلك |