| Ajanımız, bize tehlike oluşturan bir federal ajanı ortadan kaldıracak o kadar. | Open Subtitles | الخطوره الوحيده هي عدم القيام باي شيء عنصرنا سوف يتولى على وكاله فيدراليه واحده |
| Karanlık saatler boyunca ve yoğun sis altında yüzeyde kalmak tehlike arz ediyordu. | Open Subtitles | البقـاء علـى السـطح خـلال الـليــل ... و فى وجود مثل هذا الضباب الكثيف بالطبع كان عملاً فى غاية الخطوره |
| Ne kadar tehlike karşımıza çıksa da. | Open Subtitles | مهما كانت الخطوره التي قد نواجهها |
| Ben bir erkekte biraz tehlike olsun isterim. | Open Subtitles | الرجل فى قليلا الخطوره احب اننى |