| Ama artık bu tarz ihanetler çok yaygın, haberlere bile çıkmıyor. | Open Subtitles | لكن الخيانات مثل هذه شائعة حتى الآن، حتى لا تجعل هذه الانباء. |
| Körlük, hatalar ve ihanetler yüzünden ölür. | Open Subtitles | انه يموت من العمى و الأخطاء و الخيانات |
| Sana ve bana çok ihanet edenler oldu. | Open Subtitles | أنت وأنا حصلت لنا نفس الخيانات الكثيرة جدا |
| Aşkın, değer vermenin insanı mahvettiğimi anlamam için binlerce yıl ve yüzlerce ihanet gerekti. | Open Subtitles | استغرقتُ ألف عام، ومئات الخيانات لأدرك أنّ الحبّ والاكتراث يدمران المرء |
| Ve tüm bu ihanetlerin kendine özgü yararları vardı. | Open Subtitles | وجميع تلك الخيانات كانت لديها مزاياها |
| Hafif suçlarla başlayacağım ve sonra hafif vatan hainliğine doğru devam edeceğiz. | Open Subtitles | ثم سنتطرق إلى الخيانات |
| Masum ihanetler? | Open Subtitles | الخيانات البريئة؟ |
| Daha fazla ihanet istemiyorum. | Open Subtitles | لكنّك لقد خنتُ هاري. الآن لا مزيد من الخيانات . |
| Açıkla. Ben özel dedektifim. İhanet davalarında çalışıyorum. | Open Subtitles | انا محقق خاص احقق من قضايا الخيانات |
| Conrad'ın güvenme duygusu, yıllarca gördüğü ihanet ve kazık atmalar neticesinde körelmişti. | Open Subtitles | قُدرةُ (كونرد) على الثقة قد شابتها سنوات من الخيانات والخداع |
| İhanet. | Open Subtitles | الخيانات |
| Her zaman bilinçli olan ihanetlerin peşinden koşar. | Open Subtitles | الخيانات المزعجة التي دائما في ضميرك |
| Eski ihanetlerin anlam taşımaz mı? | Open Subtitles | و الخيانات القديمة لا تحتسب؟ |
| Sonra hafif vatan hainliğine doğru geçelim. | Open Subtitles | ثم سننتقل إلى الخيانات |