| CA:İç tasarım Philippe Starcke'ye mi ait? | TED | ك أ: هل التصميم الداخلى قام به فيليب ستارك؟ |
| İç ve dış uzay arasında, sonsuzluğun ortasında bulunuyoruz. | Open Subtitles | نحن نقف فى وسط الخلود بين الفضاء الخارجى و الفراغ الداخلى |
| Benim dışarıdaki iç mabedim. Bizzat tasarladım. | Open Subtitles | آجل ، معتكفى الداخلى فى الهواء الطلق لقد صممته بنفسى |
| İç duvarda fazlasıyla zedelenme vardı, ana doku harap olmuştu. | Open Subtitles | خَدْش الجِدار الداخلى, اِتلاف أنسجة مُعيّنة. |
| Adınız ve Dahili numaranız? | Open Subtitles | هل أَستطيع أن أسألك عن رقمك الداخلى واسمك؟ |
| ulusal Güvenlik, CÖC hücresini LA'de aylardan beri takip ediyor. | Open Subtitles | الامن الداخلى كان يراقب حركة الجهاد فى لوس انجلس لشهور |
| Başkasının iç çamaşırlarına karışma Hiçbir şey anlamıyorsun. Burada anlaşılacak ne var ki? | Open Subtitles | لا تحشر نفسك فى لباس . أحد الداخلى إذا كنت لا تفهمه |
| En üstteki düğme iç kapıyı açıyor, ortadaki hava kilidinin basıncını boşaltıyor ve en alttaki dış kapıyı açıyor. | Open Subtitles | الزر الأعلى يفتح الباب الداخلى و الأوسط يعادل ضغط الغرفة و الأخير يفتح الباب الخارجى |
| İç kanamayı durdurmaya çalışırken kalbi tutukluk yaptı. Bazen olur. | Open Subtitles | لقد عانت من سكته قلبيه اثناء محاوله ايقاف النزيف الداخلى ، انها تحدث احياناً |
| Ve şimdi bizler, bu geceyi kendi iç ışığımızla aydınlatalım. | Open Subtitles | والان دعونا نضىء الليلة بإشعاعنا الداخلى. |
| Ve şimdi bizler,bu geceyi kendi iç ışığımızla aydınlatalım. | Open Subtitles | والان دعونا نضىء الليلة بإشعاعنا الداخلى. |
| Sesimi yaratmak için iç iletişim düzeneğini kullanıyorum. | Open Subtitles | و أنا أستخدم وحدات الإتصال الداخلى لتقليد صوتى |
| CD çalar tankın iç haberleşme sistemine bağlanabiliyor. | Open Subtitles | في وحدة الإتصال الداخلى للدبابة لصندوق تشارلى لكي يمكنك عند ارتدائك للخوذة |
| İç Güvenliğin işine burnunu sokmaya devam edersen ayağını denk almanı öneririm. | Open Subtitles | إذا واصلتى التدخل فى شئون الأمن الداخلى ، ستتأذين |
| İç mimarlık işi. Onu istiyorum. Kızımızı bulduk. | Open Subtitles | . شغل التصميم الداخلى ، أريده . وجدنا بنتنا |
| Görünüşe göre CTU'daki birisini izlemek için iç gözetimi inceliyormuş. | Open Subtitles | يبدو أنّه كان يستخدم نظام المراقبة الداخلى ليتعقب أحدهم خلال الوحدة |
| Sanki içerde küçük bir adam var suratını iç taraftan dayamış dışarı bakmaya çalışıyor. | Open Subtitles | كما لو كان هناك شخص صغير بالداخل و وجهه مضغوط عكس الجانب الداخلى محاولا النظر للخارج |
| İç kanama problem olmadan önce bir saat mi var? | Open Subtitles | ساعة قبل ان يصبح النزيف الداخلى مشكلة حقيقة؟ |
| Hayvan gençken oluşan iç kısım,... hızlı gelişen sıcak kanlı bir memeli kemiği gibi açık yapıda. | Open Subtitles | شكل القسم الداخلى عندما كان الحيوان صغير تركيباته مفتوحه مثل عظام الثيديات ذو دم حار سريعة النمو |
| Dahili telefon sistemi hâlâ vardı. | Open Subtitles | كان جهاز الإتصال الداخلى ما زال يعمل |
| ulusal Güvenlik onu başka tesise götürmemiz ve sorgulamamız için araba yolladı. | Open Subtitles | أرسل الأمن الداخلى أكثر من سيارة لأخذه ونقله الى منشأة أخرى لاستجوابه. |
| Merkez patlamasına yaklaşık dokuz dakika. | Open Subtitles | تم تقدير زمن الإنفجار الداخلى للقلب بتسع دقائق |