| Buz, erkek kutup ayısını taşıyamayacak kadar zayıflıyor. | Open Subtitles | الجليد ، يصبح ضعيف للغاية لكي يدعم ذكر الدب القطبي. |
| Kuzey kutbunda, bir kar fırtınasına karşı bir kutup ayısını takip ettim. | Open Subtitles | لقد تتبعت أنا الدب القطبي عبر التندرا في القطب الشمالي في عاصفة ثلجية |
| Bir kutup ayısının kürk sahibi olması binlerce nesil, hatta 100 bin yıllık bir zamanda meydana gelir. | TED | حيث لكي يطور الدب القطبي معطفاً سيستغرق ذلك منه الالاف من الاجيال ربما 100 الف عام |
| İkinci gün bir kutup ayısının saldırısına uğradık. | TED | لقد تمت مهاجمتنا بواسطة الدب القطبي في اليوم الثاني. |
| Tıpkı kuzeydeki kutup ayıları gibi onların yaşamı da deniz buzuna bağlıdır. | Open Subtitles | وعلى غرار الدب القطبي هناك في الشمال، تُعول حيواتهم على جليد البحر |
| kutup ayısı ailesi, hızla değişen yuvalarına uyum sağlamak zorunda. | Open Subtitles | يتعيّن على عائلة الدب القطبي التكيّف مع وطنهم سريع التقلّب |
| Kutupayısı Klübü'ne katıldım. | Open Subtitles | كلا، إلتحقت بنادي "الدب القطبي" |
| Kutup Ayımız sonunda kendi yaşıtlarının yanına geleceği yolu buldu. | Open Subtitles | الدب القطبي الشاب وجد أخيراً طريقة لمن في نفس عمره |
| Bir kutup ayısıyla bir kurt köpeğinin, bir saksağanla bir ayının ya da sizlerin ve benim ve köpeklerimizin bu geçişi gerçekleştirip bu deneyimi yaşayabiliyor olması oyunu ayrı bir yere koymaktadır. | TED | و الحقيقة أن الدب القطبي و كلب الاسكيمو أو العقعق و الدب أو أنتم و أنا أو كلابنا نستطيع العبور و الحصول على تلك الخبرة ووضع اللعب جانبا كأمر منفصل. |
| Birkaç jenerasyon öncesinde kutup ayılarının fok kotalarını doldurmak için.. | Open Subtitles | لعدة أجيال مضت كان لدى الدب القطبي الشاب شهر أضافي |
| Yavruların babası olan erkek kutup ayısını taşıyacak kadar sağlam. | Open Subtitles | صامداً بما يكفي لتحمل ذكر الدب القطبي والد الجروين |
| Diğer taraftan ikimizin de, Drew'in bir kutup ayısını dalga geçerek, katil etmesine şaşırmamış olmamız Drew'i ne yapıyor? | Open Subtitles | في اليد الأخرى ماذا ستقول عن دريووو ان لا احد منا قد تفاجئ انه حول هذا الدب القطبي الى قاتل؟ |
| kutup ayısının dünyası, kesintisiz yaz güneşi altında eriyip gidiyor. | Open Subtitles | يذوب عالم الدب القطبي تحت شمس الصيف الدائمة |
| kutup ayısının kürkü o kadar sıkı ki sudan kolayca arınıyor. | Open Subtitles | فرو الدب القطبي كثيفٌ جداً ويسهل نفضُ الماء عنه |
| kutup ayıları sonuçta boz ayılar gibi karada yaşayan ayılardan evrimleşmiştir. | Open Subtitles | في الحقيقة الدب القطبي الشاب تطور كدب أرضي مثل الدبب الرمادية |
| Yani eğer ikimiz aynı anda, 'kutup ayıları günde 30 mil yürüyebilirler' gibi bir şey düşünseydik; | Open Subtitles | اعني, اذا كنا كلنا نفكر مثل الدب القطبي يستطيع ان يمشي 30 ميلاً في اليوم, اقصد ان ذالك سيكون |
| kutup ayıları dünyamızın içinde bulunduğu durumu ve çevremizdeki canlıların yaşam mücadelesini özetleyen bir simge. | Open Subtitles | لقد اصبح الدب القطبي رمزاً لحالة كوكبنا و لكل المخلوقات التي تكافح لكي تعيش معنا عليه |
| Geceler boyu kutup ayısı ne yemek yiyor ne de uyuyor. | Open Subtitles | ليلة بعد ليلة ، الدب القطبي الشاب لا ينام ولا يأكل |
| kutup ayısı zamanı geldiğinde bir eş için karşılaşacağı vakit.. | Open Subtitles | متى يضطر الدب القطبي الشاب على الدخول في منافسة كتلك |
| - Kutupayısı da nedir? | Open Subtitles | -ما هو "الدب القطبي"؟ |
| Erkek Kutup Ayımız büyük bir tehlike içinde. | Open Subtitles | و ها هو ذكر الدب القطبي يواجه الخطر الجسيم |
| İki kadın bir kutup ayısıyla yatıyor. | Open Subtitles | هناك إمرأتين يرتديا فور الدب القطبي |
| kutup ayılarının hareket edebilmeleri için buza ihtiyaçları var, pek de iyi yüzücü değiller. Ve buzullara neler olduğunu hepimiz biliyoruz. | TED | الدب القطبي يحتاج للثلج للسباحة للأمام والخلف لأنهم ليسوا سباحين مهرة ونحن نعلم مالذي يحصل للجليد. |