| Neyse söyle bakalım benim için onunla ufak bir muhabbet eder misin? | Open Subtitles | نعم , أريد طلب معروف لأجلي هل تمانع , الدردشة معها ؟ |
| Harika yani muhabbet etmeye gelebilir mi? - JT rahatla. | Open Subtitles | عظيم، إذن هل تأتي إلى هنا الآن لمجرد الدردشة وحسب؟ |
| Sadece konuşmak istiyor olabilirler ama henüz buna hazır değilim. | Open Subtitles | وربما يريدون الدردشة معى وانا لست جاهزا لهم بعد |
| konuşmak isterdim ama dosyaları incelemek için emir aldım. | Open Subtitles | أود الدردشة معك ولكني تلقيت أمراً بالنظر في هذه الملفات، |
| Madem öyle, bu küçük sohbeti neye borçluyuz? | Open Subtitles | إن كان ذلك صحيحاً، لماذا نحن في هذه الدردشة الصغيرة؟ |
| Hapishanenin yolu uzun. laklak etsek iyi olurdu. | Open Subtitles | إن الطريق للسجن طويلة و أنا أحب الدردشة |
| Ama dur biraz, neden hacklediğiniz bu güvenli hatta muhabbet etmeye devam etmiyoruz ki ben de yerinizi belirleyeyim. | Open Subtitles | لكن، لماذا لا نستمر في الدردشة على هذا الخط المؤمن الذي إخترقته حتى أتمكن من رسم حبة على موقعك |
| muhabbet etmek istersen Kadın Doğum Uzmanı Brent Kennedy'den randevu alman yeter. | Open Subtitles | إذا أردتي الدردشة , رتبي جدولك مع برينت كيندي اوبي جي واين |
| İnternet sitelerinde ve muhabbet odalarında seksi bir Afrikalı hatunun kocaman bir tane bok çuvalını perişan ettiği konuşulsun da o zaman gör. | Open Subtitles | انتظر للمنتديات و غرف الدردشة ابدأ بتسجيل الوقائع التي خسرتها حقيبة القذارة من فتاة افريقية ذات جسم جميل |
| konuşmak isterdim ama dosyaları incelemek için emir aldım. | Open Subtitles | أود الدردشة معك ولكني تلقيت أمراً بالنظر في هذه الملفات، |
| Kuzen Jimmy seninle biraz konuşmak için buraya geliyor. | Open Subtitles | ابن العم جيمي وهو في طريقه عبر لديك القليل من الدردشة معك. |
| Bence uygun. Aptalca bir şey yapmadan önce seninle biraz konuşmak istedim. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب الدردشة معكِ قبل أن تقومي بشئ أحمق |
| sohbeti bırakıp işimize bakalım. Tamam mı? | Open Subtitles | حسناً يا جماعة لنتوقف عن الدردشة و نبدأ بشرح المهمة |
| Sen ve müşgilin ne laklak ediyordunuz? | Open Subtitles | ما كل هذه الدردشة بينك وبين "عملوقتك"؟ |
| O yüzden, ya biraz Çene çalabiliriz ya da siz bana gerçeği anlatabilirsin. | Open Subtitles | إذاً، بوسعنا الدردشة أو... يمكنكِ إخبارنا بالحقيقة |
| Şimdi konuşma dilinde öyle deniyor. "Birini halletmek", öldürmek demek. | Open Subtitles | هذا في حديث الدردشة ، تهلك أحد يعني تقتله |
| Ayrıca en iyi yanı The Chatter'ın dördüncü kişiyi aradığını söyledi. | Open Subtitles | وأفضل خبر هو الوكيل أخبرنى أن (الدردشة) تبحث عن مذيع رابع |
| Afedersin. Daha önce taksi şoförüydüm ve insanlar biraz gevezelik etmeyi severler. | Open Subtitles | آسف, كنت أَقود سيارة أجرة والناس يتوقعون الدردشة قليلاً |
| Yanında kalıp, uygunsuz sohbete devam etmek isterdim ama diğer odada şerefe kadeh kaldırmak için bekleniyorum. | Open Subtitles | أحب أن الدردشة بشكل غير لائق، ولكن أنا من المقرر أن تعطي الخبز المحمص. |
| Aramızdaki bu küçük sohbetler bana her zaman keyif veriyor ve zihnimin rahatlamasına yardımcı oluyor. | Open Subtitles | هذه الدردشة الصغيرة بيننا تجعلني أشعر بهجة عظيمة دائما وتجعل عقلي مستريحا |
| Beni affedin. Figüran Bob konuşmayı ne kadar severse sevsin onun başlayan bir şovu var. | Open Subtitles | سامحوني، بقدر ما أود الدردشة معكم، لكن عندي عرض بعد قليل |
| Pekala sinemasever bir arkadaşla sohbet etmek bir zevkti. Tatlı rüyalar, matmazel. | Open Subtitles | كان من دواعي سروري الدردشة مع زميلة إعجاب بالسينما، أحلاماً سعيدة آنسة |
| uzun zamandır biriyle chat yapıyorum, çok iyi vakit geçiriyoruz ama tanışmak istiyor. | Open Subtitles | لذلك، ولقد تم الدردشة مع هذا الرجل ونحن لدينا وقت كبير حقا. |
| Barda oturuyordum, ve o tatlı yavru yanıma geldi, ve benimle konuşmaya başladı. | Open Subtitles | حسنا، كنت جالسا في حانة وهذا لطيف مهرة القليل يمشي وتبدأ الدردشة لي. |