Sığınakları arayan A.T.F. Ajanlarına saldıracaklarını mı söylüyorsun sırf kazanacaklarına inanıyorlar diye? | Open Subtitles | هل تقول بانهم سيحاربون عملاء أي.تي.إف . الذين يبحثون عن المخابئ مؤمناً, أنه سيفوز؟ |
Siz o model arayan fotoğrafçılardan bir tanesi misiniz? | Open Subtitles | هل أنت واحد من المصورين الذين يبحثون عن العارضات |
Sizin gibi gelirlerini saklayacak bir yer arayan zeki iş adamlarına çıkar yolları sağlıyor. | Open Subtitles | يتعامل مع رجال الاعمال مثلك الذين يبحثون عن كيفية لإخفاء مصدر اموالهم |
Butün diğer iş arayan salaklar uyuyorlar. | Open Subtitles | سيكون كل الآخرين الذين يبحثون عن أعمال في نوم عميق الآن |
Burası sessiz. Nakit arayan hırsızlardan da uzak. Hayır. | Open Subtitles | المكان هادئ هُنا، وبعيد عن اللصوص الفضوليين الذين يبحثون عن أموال نقديّة. |
Umut arayan, değişime, yeni bir şeye aç bir toplumu aldın... | Open Subtitles | أعني أنك جعلت الناس الذين يبحثون عن أمل يائسين من أجل التغيير , يريدون شيئاً جديد |
Bu kaydı arayan bir bizler değiliz. | Open Subtitles | لن نكون الأشخاص الوحيدين الذين يبحثون عن هذا الفيديو |
O türü çok arayan yok. | Open Subtitles | لا يوجد الكثير من الناس الذين يبحثون عن تلك الأشياء |
Tahminlere göre, trafiği oluşturanların %30'unu park yeri arayan sürücüler oluşturuyor. | TED | تم تقدير أن سبب ما يقارب 30% من الإزدحام في المناطق الحضرية هو سائقي المركبات الذين يبحثون عن مواقف اصطفاف للمركبة. |
Sanal dünyada bilgi arayan insanlarla nasıl etkileşirsiniz, bir ideolojiyi deneyimlemeye başlayan, o kimlik sorularını arayan kişilerle? | TED | كيف تتفاعلون مع الأشخاص الذين يبحثون عن معلومات على الإنترنت، أو الذين يعبثون بأيديولوجية ما، أو الذين يطرحون تساؤلات عن الهوية؟ |
Diğer yandan finansman arayan sanatçılar ama sanatçılar paralı insanların farkında değil ve bu insanlar da sanatçıların hâlini bilmiyor. | TED | ومن جهة أخرى، لديك الفنانون الذين يبحثون عن التمويل، لكنّ الفنانين لا يعلمون عن هؤلاء الأشخاص الذين يملكون المال، ولا يعلم الأشخاص الذين يملكون المال بالضرورة بشأن الفنانين. |
Bu yanlış tarih, gerçeği hatırlayan ve gerçeği arayan kişilerin kanıyla yazılmıştır. | Open Subtitles | تاريخهم الكاذب مكتوبً بدمَ, الذين لربما يتذكرون. وأولئك الذين يبحثون عن الحقيقة. إنخفظوا! |
Gerçek bir kadın gibi davranacakları birini arayan erkekler ise Belle'den sonrasına bakmamalılar. | Open Subtitles | أمّا الرجال الذين يبحثون عن امرأة يستطيعون" "(معاملتها كسيدة فسيجدون ضالّتهم في (بيل |
Profilimiz kalıyor, ayrıca kızınızı arayan yüzlerce polis ve ajanlar da kalıyor. | Open Subtitles | -سيدتي, سيبقى تصوّرنا عن المجرّم ومئات رجال الشرطة والعملاء الذين يبحثون عن ابنتكِ |
Belasını arayan... fazlasını bulacaklardır, ve beni bir daha tokatlayacak olursa onu gebertirim. | Open Subtitles | الآن، الأشخاص الذين يبحثون عن المتاعب يميلون أن يعرفوا الأشياء أكثر ما يسعون وراءها، و أنا سأقتل هذا الأحمق إذا حاول صفعي مُجدداً. |
Chandler'ı arayan tek biz değiliz. | Open Subtitles | لسنا الوحيدين الذين يبحثون عن "شاندلر" |
Ruslar, Charlie Burton'u arayan tek suç şebekesi değiller. | Open Subtitles | الروس، ليسوا المجرمين الوحيدين الذين يبحثون عن (تشارلي برتن) |
Ebediyetin tesellisini arayan... Nehirden aşağı gider... Iss'in gizli geçidinden geçer... | Open Subtitles | أولئك الذين يبحثون عن السلوان الأبدي'' ''يسافرون أسفل النهر، عبر بوابات (إيس) السرية |
Karısı Dorchester-Reid demişti, değil mi? Steven'ı arayan siz miydiniz? | Open Subtitles | قالت زوجته (دورشيستر-ريد) ،صحيح؟ هل أنتم الأشخاص الذين يبحثون عن (ستيفن)؟ |
Evliliklerinde, büyük mutluluklar arayan, daha fazla cinsel mutluluk isteyen çiftler, bunu nasıl elde edecekleri konusunda yollarını kaybetmişler. Özellikle de, yatakta biraz fazla kıpırdayacak olsa, kötü kadın gibi görüneceğinden korkan kadınlar. | TED | الزوجين الذين يبحثون عن قدر أكبر من السعادة , قدر أكبر من السعادة الجنسية في حياتهم الزوجية , ولكنهم في حيرة في كيفية تحقيق ذلك , وخصوصا الزوجات , اللواتي يخشين من أن ينظر إليهن على أنهن سيئات إذا أظهروا بعضا من الحماس في غرفة النوم . |