"الذي فقد" - Traduction Arabe en Turc

    • kaybetmiş
        
    • yitirmiş
        
    • kaybetti
        
    • nı kaybeden
        
    Demin gördüğün yürüyüş her şeyini kaybetmiş bir adamın yürüyüşüydü. Open Subtitles إلامَ تنظري وراء ذلك، سيّر الرجل، الذي فقد كل شيء.
    Bu Aimee Mullins, çocukken bacaklarını kaybetmiş, yanındaki de Hugh Herr, kendisi MIT'de bir profesör ve bacaklarını bir tırmanma kazasında kaybetmiş. TED هذه إيمي مولينز، فقدت أطرافها السفلية حينما كانت صغيرة، وهوغ هير البروفيسور في معهد ماساتشوستس للتكنولوجيا الذي فقد أطرافه في حادث تسلق.
    Mayına basarak bir bacağını kaybetmiş olan çocuk. TED الطفل الذي فقد ساقه في إنفجار بقايا لغم.
    Ancak o ailesini yitirmiş bir adam ve yitireceği bir şey yokmuş gibi hissediyor. Open Subtitles و لكن هذا هو الرجل الذي فقد عائلته ويشعر انه لا يملك شيئا ليخسره
    Bunu zamanı yitirmiş biri üstünde kullanırsak ve beyin uzantısında körelme keşfedersek bu hafıza kaybının fiziksel kanıtı olur. Open Subtitles لو استعملنا هذا الجهاز مع الشخص الذي فقد الزمن واكتشفنا الضمور الحاصل في قرن امون جزء من الدماغ هذا الدليل الفسيولوجي على فقدان الذاكرة
    Muhtemelen bu nedenle kontrolünü kaybetti ve David Winkle ve abisine salırdı. Open Subtitles والآن هو من المحتمل الذي فقد كلّ السيطرة وهاجم ديفيد وينكل وأخّوه.
    Arkadaşım Taylor Urruela gibi insanlara baktığımda, -kendisi Irak'ta bacağını kaybetti ve iki büyük hayali vardı- TED عندما ننظر إلى الناس مثل صديقنا تايلور أورويلا، الذي فقد ساقه في العراق، كان لديه حلمان كبيران في حياته.
    Lejyon Kartalı'nı kaybeden adam. Open Subtitles الرجل الذي فقد في فيلق النسر التاسع
    Pekâlâ, bir an için annesini kaybetmiş iki yaşında bir çocuğu hayal edelim. Open Subtitles ماذا ؟ حسناً، خذوا الطفل ذو السّنتين الذي فقد أمّه
    Babasını yeni kaybetmiş bir adamın önünde yakınmak istemediğin için öyle demiyorsun değil mi? Open Subtitles كي لا تشتكي أمام الرجل الذي فقد والدهُ للتوّ؟ لم أشفَ إلى هذا الحد
    Kolunu burada kaybetmiş olmalı. Open Subtitles لابد و أن هذا هو المكان الذي فقد فيه ذراعه
    Biliyorum çünkü ben cenneti sonsuza dek kaybetmiş bir adamım. Open Subtitles هذا شيء أعرفه لأنني الرجل الذي فقد الجنة للأبد
    Pasaportunu kaybetmiş, yenisine parası olmayan bir adamla tanıştım. Open Subtitles في مطبعة، وبعدها ألتقيت هذا الرجل الذي فقد جواز سفره، لم يستطيع تحمل تكلفة عمل واحد جديد، لذا ساعدته.
    Hayatım boyunca bana "annesini kaybetmiş bir çocuk, ne kadar üzücü" dediler. Open Subtitles طوال حياتي الجميع كان يقول "هاهو ذلكَ الطفل الذي فقد والدته ياله من مسكين"
    Gözümün önünde sevgilisini kaybetmiş bir ödlek gibi ağlamayı kes! Open Subtitles لاتبكي مثل الجبان الذي فقد حبه امامي
    New York ve Philadelphia'da güzel bir kız uğruna aklını yitirmiş, fakir bir Mark Rutland olacağım. Open Subtitles حسنا، في نيويورك وفيلادلفيا بالنسبة لـ (مارك روتلاند) المسكين سأكون مثل الذي فقد عقله لأجل فتاة جميلة
    Son zamanlarda saygınlığını yitirmiş zihin okuyucu, James Earl. Open Subtitles هذا قارئ الأفكار (جيمس إيرل) الذي فقد مصداقيته مؤخراً.
    Ama içlerinden biri bacaklarını kaybetti. Open Subtitles ما عدا الفتى الذي فقد ساقيه هناك شخص قطعت ساقيه
    Kendisi Dünya İletişim Kulesi'nde hayatını kaybetti... Open Subtitles الذي فقد حياته في البرج الأرضي
    - 9. Lejyon Kartalı'nı kaybeden adam. Open Subtitles الرجل الذي فقد في فيلق النسر التاسع

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus