| Bunun yapılacak doğru şey olduğunu düşündüm, Terry. | Open Subtitles | اعتقدت أنه الأمر الصواب الذي يجب فعله |
| Çünkü bu yapılması gereken en doğru şeydir. | Open Subtitles | لان هذا الشيء الصحيح الذي يجب فعله |
| yapılması gereken en doğru şey buymuş gibi gözüküyor. | Open Subtitles | إنه الامر الصحيح الذي يجب فعله |
| Bu yapılması gereken en doğru şey. | Open Subtitles | -لأنه الشيء الصحيح الذي يجب فعله . |
| Biliyorum, ama bana yapılacak en doğru şey gibi geliyor. | Open Subtitles | إنها خطوة كبيرة يا مايك أعرف, و لكنها تشعرني أن هذا الشيء الصحيح الذي يجب فعله |
| Sanırım bu yapılacak en doğru şey. | Open Subtitles | -فقط.. يبدو هذا الأمر الذي يجب فعله |