| Başkan'ın bugün Finans Enstitüsü'nde yaptığı konuşmayı izledim. | Open Subtitles | رأيت خطاب الرئيس في المؤسسة المالية اليوم | 
| Siz erkenden kendiniz söylediniz, şöyle ifade edecek olursam Başkan'ın kamuoyu yoklamalarındaki başarısı... | Open Subtitles | لقد قلت في وقت سابق . .. واعيد تلك العبارة إن نجاح الرئيس في إستطلاعات الرأى | 
| Eminim, ateist liberal dostlarımız bunu başka şekilde dile getirirler ama birkaç hafta önce, Başkan'ın ne dediğini hatırlayacak olursanız... | Open Subtitles | أنا واثقة بأن الملحدين سيفسرون الأمر بطريقة مختلفة لكن إن كنت تذكر ما قاله الرئيس في خطابه قبل أسابيع | 
| Kendinde olmayan bir başkanın imzasını taklit ederek göreve iade mektubu yazmak... | Open Subtitles | تعتبر خيانة للوطن. تزوير توقيع الرئيس في رسالة إعادة سلطات الحكم إليه | 
| Meslek, reklam ajansında medyadan sorumlu müdür yardımcısı. | Open Subtitles | الوظيفة : نائب الرئيس في شركة دعاية، والمسئول الإعلامي | 
| Yaptığım kontrollere göre... başkanı hiç bu kadar sağlıklı görmediğimi söyleyebilirim. | Open Subtitles | لقد أجريت له فحصاً دقيقاً ولا أعتقد بأني رأيت الرئيس في حال أفضل من قبل | 
| Başkan'ın, Teşkilat'taki zamanı bugün yeniden gündeme geldi. | Open Subtitles | فترة الرئيس في الحرس الوطني .تظهر مجدداً اليوم | 
| Olivia Pope ile Başkan'ın dahil olduğu bu olayda, devletin maaşlı elemanı mıydı? | Open Subtitles | هل كانت أوليفيا بوب متورطة مع الرئيس في نفس وقت وجودها في كشف رواتب الحكومة ؟ | 
| Bu krizin başlangıcında Başkan'ın vefat etmesinin ardından çok sayıda sorumluluğu üstlenmek bana düştü. | Open Subtitles | مسؤوليات كبيرة وقعت على عاتقي منذ رحيل الرئيس في بداية هذه الأزمة. | 
| Sadece, Başkan'ın nasıl ilerleyeceğimizi söylemesini bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن في انتظار قرار الرئيس في التقدم | 
| Olayı örtbas etmiştik, ama Coral Gables'da Başkan'ın canına kastedildiğinin farkında olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | واضحٌ أنّنا غطّينا الأمر، لكنّي أعرف أنّكَ على درايةٍ بمحاولة اغتيال الرئيس في "كورال غيبلز" | 
| Bu Başkan'ın 9 Ağustos'taki hâli. | Open Subtitles | هذا الرئيس في يوم التاسع من أغسطس. | 
| 29. kattaki Başkan'ın odasının sıcaklığı gittikçe düşüyor. | Open Subtitles | درجة الحرارة تنخفض في غرفة الرئيس في الطابق الـ29! | 
| Yani Başkan'ın suç faaliyetlerine karıştığına dair kanıtın mı var? | Open Subtitles | ...لكن للتوضيح هل تقول لي إن في حوزتك دليلاً عن تورط الرئيس في نشاط إجرامي؟ | 
| Başkan'ın size ihtiyacı var. | Open Subtitles | الرئيس في حاجة إليكِ | 
| Sadece onlara Başkan'ın tehlikede olduğunu mu söyleyeceğiz? | Open Subtitles | نخبرهم أن الرئيس في خطر | 
| Başkan'ın hayatı tehlikede. | Open Subtitles | حياة الرئيس في خطر | 
| Adalet kılını bile kıpırdatmazken... bir başkanın şüpheli bir şekilde bir cinayete kurban gidebildiği... bir demokrasinin geleceği nedir? | Open Subtitles | ما هو مستقبل الديمقراطية حيث يمكن أن يغتال الرئيس في ظروف مريبة في حين أن آلية العمل القانونية ترتجف وتترنح ؟ | 
| Birisi başkanın, prensi öldürmekten suçlanmasını istiyor. | Open Subtitles | أحدهم يُريد أن يقع الرئيس في خطيئة قتل الأمير | 
| başkanın Güney Afrika'da olmasından keyif duymadığımı söyleyemem. | Open Subtitles | انا لن أَقُولَ أنني لا أَتمتّعُ بأن يكون الرئيس في جنوب أفريقيا. | 
| Fakat Bristol'de kalırsan patronlar üçüncü çeyreğin sonunda seni müdür yardımcılığına terfi ettirip maaşına %40 zam yapacaklar. | Open Subtitles | الان لو بقيت في بريستول الرجال في الطابق الاعلى جاهزون لوضعك في فتحة نائب الرئيس في نهاية الربع الثالث | 
| başkanı içeri alıyorum, efendim, otoritenizi baltalayacak. | Open Subtitles | وجود الرئيس في هذه المساله سيضعف موقفك يا سيدي |