| Herşeye rağmen gömleğini beğendim. Bu genel erkek tarzı mı? | Open Subtitles | على العموم ، أحب القميص هل يأتي بالستايل الرجالي ؟ |
| Ama erkek örgü kulübümle aynı saatte. | Open Subtitles | اوه انتظر. انه يتعارض مع وقت نادي الحياكه الرجالي |
| Vazgeç Charlie. Ben erkek korosu tarzı adamlardan değilim. | Open Subtitles | تخلى عن هذا تشارلي أنا لست مناسبا للكورال الرجالي |
| Üniversitedeyken bir gey barda çalışırken takmışlardı çünkü erkek memelerimi ekstra para için gösteriyordum. | Open Subtitles | استحقيته في الكلية عندما عملتُ في حانة للشواذ وكنتُ أريهم ثدييّ الرجالي من أجل مال إضافي. |
| Oh, tamam..elbette..erkek yok | Open Subtitles | حسنًا، بالتأكيد، نلغي الحمام الرجالي |
| Double D striptiz kulübüne her türden erkek gelirdi. | Open Subtitles | جميع الرجال يذهبون إلى ملهى دوبل دي" الرجالي" |
| - Peki erkek şıllıklara ne diyor? | Open Subtitles | حقا, ماهو المصطلح الرجالي من كلمة " حقارة"؟ حقير.. |
| erkek doğum kontrol yöntemi olan. | Open Subtitles | الذي ترتدي فيه مانع الحمل الرجالي |
| Vernon'ın erkek mağarasında uyuyabilirsin. | Open Subtitles | لكن أنتِ... حسناً, بإمكانك النوم في كهف فيرنون الرجالي |
| Sonuçta Vernon'ın erkek mağarasında yaşıyor kızcağız. | Open Subtitles | إنها تبيت في كهف فيرنون الرجالي |
| Çünkü, erkek kreasyonu hazır ve ayrıca multimilyon dolarlık şirketimizin merkezi New York'ta. | Open Subtitles | لأنّ الخط الرجالي انتهى، ومقر شركتنا ذات الرأسمال الضخم في (نيويورك) |
| Bayan Towler, erkek reyonuna gidip Bay Leclair için 100 çift ayakkabı isteyin. | Open Subtitles | آنسة (تاولر) اذهبي للقسم الرجالي واطلبي منهم 100 زوج احذية للسيد (لوكلير). |