| Ve onları gerçekten klişe yapmak için haydi ikisini de beyaz adamlar yapalım. | TED | و لجعل الشخصيّتين نمطيّتين، دعونا نجعل كلاّ منهما من الرجال البيض. |
| Nasıl oluyorda beyaz adamlar hakkında konuşabiliyorsun, ve kadınlarıyla çıkıyorsun, aptal? Hayır. | Open Subtitles | كيف يمكنك ان تقول كل ذلك الكلام عن الرجال البيض و من ثم تذهب لمواعدة فتاة بيضاء يا احمق؟ |
| Şef Oturan Boğa, öne sürdüğünüz beyaz adam gelmeden önce herkesin bu topraklarda kardeşçe yaşadığı tezi tamamiyle hayâl ürünüdür. | Open Subtitles | ايها الزعم الثور الجالس، أمن المفروض انكم كنتم شعب مسالم قبل ظهور الرجال البيض هي اكثر اسطورة خيالية على الاطلاق |
| Ayrıca dedim ki, siyahları çalıştıramayız aksi takdirde beyazlar işi bırakır. | Open Subtitles | قلت أيضاً لا يمكننا استئجار الزنوج الرجال البيض قد ينسحبوا |
| Beyaz olacaksan, beyaz adamın oyununu öğrensen iyi olur,hı? | Open Subtitles | اذا اردت ان تصبح ابيض البشرة فعليك ان تتعلم لعبة الرجال البيض |
| beyazların oyununu oynamamanız gerektiğini mi anladınız zenciler? | Open Subtitles | هل أدركتوا أنّكم لا تنتمون إلى لعبة الرجال البيض, أيّها الزنوج؟ |
| Birçok kabile beyaz adamları bu topraklardan kovmak için ayaklandı. | Open Subtitles | العديد من القبائل وصلت لأخراج الرجال البيض من هذه الأراضي |
| Kızılderililerle yaşadığım için beyaz erkekler hastalıklı olduğuma inanıyordu, böylece indirim yapmak zorunda kalıyordum. | Open Subtitles | يعتقد الرجال البيض اني قذرة لأنني عشت مع الهنود. لذا تم تخفيض أجري للنصف |
| Şimdi ve daha önceki zamanlarda beyaz adamlar bana sordu: | Open Subtitles | الآن، وبعـد أن ســألني بعض الرجال البيض مراراً وتكراراً |
| Hepsi şapkalı adamlar tarafından öldürülmüş. beyaz adamlar. | Open Subtitles | جميعهم قتلوا بواسطة الرجال ذوي القبعات الرجال البيض |
| Ve beyaz adamlar, anne ve babamı kendi köleleri yapmak için bunlarla bağlamıştı. | Open Subtitles | أحد الرجال البيض جعل أبواي يرتديانه لينفذوا رغباته |
| beyaz adam topraklarımıza altın aramaya gelemez. | Open Subtitles | الرجال البيض يجب ألا يأتوا إلى أرضنا للبحث عن الذهب |
| beyaz adam altın için, viski ticaretine gelmemeli. | Open Subtitles | الرجال البيض يجب ألا يأتوا لتجارة الويسكي مقابل الذهب |
| - Benekli At. Birçok beyaz adam kasabayı tahta kutularda terkedecek. | Open Subtitles | العديد من الرجال البيض سيتركون هذه البلدة داخل صناديق خشبية |
| Genç savaşçılar da altın istiyor. Tıpkı beyazlar gibi. | Open Subtitles | المحاربين الشباب يريدون الذهب مثل الرجال البيض |
| ama bu mantıklı gelmiyor. Silahı olan bütün beyazlar onları öldürmeye çalışırken benim silahımı almamışlar. | Open Subtitles | أنهم تركوني أحتفظ بها رغم أن كل الرجال البيض الذين يملكون بنادق يحاولون قتلهم |
| Şimdi, José Dolores der ki ülkemizde olan uygarlıksa beyaz adamın uygarlığı o zaman uygar olmasak daha iyi olur; çünkü nereye gideceğini bilmek ve nasıl gideceğini bilmemek nasıl gideceğini bilmek ve nereye gideceğini bilmemekten iyidir. | Open Subtitles | الان خوسيه دولوريس يقول انه اذا كان ما نملكه في بلدنا هو حضارة حضارة الرجال البيض |
| Savaşçılara, beyazların dünyasında çok zalimce davranırlar. | Open Subtitles | الشجعان سيتعاملون بقسوة كبيرة جدّاً في عالم الرجال البيض |
| O beyaz adamları görüyorum. | Open Subtitles | فأرى اولئك الرجال البيض جالسين يتحدثون |
| Silikon Vadisi'nde, mühendisler önemli mülakat öncesinde yüzlerine botoks ve saçlarını yaptırıyorlar. Bahsettiklerim 30'lu yaşlarda vasıflı beyaz erkekler. Daha alt kademelerde neler yaşandığını siz düşünün. | TED | في وادي السيليكون، يحصل المهندسون على البوتوكس وزراعة الشعر قبل مقابلة العمل الرئيسيّة وهؤلاء من الرجال البيض المهرة في الثلاثينيّات، لذا تخيلوا ما هو حجم التأثيرات أسفل السلسلة الغذائيّة |
| Beyaz çocuklar dans edip üzerinde onun resmi bulunan broşürleri elden ele dolaştırdılar. | Open Subtitles | الرجال البيض رقصوا ووزعوا أوراقاً عليها صورته |
| Şu andan itibaren sadece gazete okuyacağım ve Beyaz adamların büyük masalarda oturduğu programları izleyeceğim. | Open Subtitles | لذلك من الآن فصاعدا ، وأنا فقط ستعمل قراءة الصحف و مشاهدة التلفزيون يظهر فيها الرجال البيض الجلوس وراء مكاتب كبيرة |
| Anlaşılan beyaz erkeklerin klitorisi bulmakla ilgili bir sorunu var. | TED | يبدو أن الرجال البيض يواجهون مشكلة في التعرف على البظرين. |
| Onu bir yere saklasan iyi edersin. beyazlardan hoşlansam ben öyle yapardım. | Open Subtitles | ..من الأفضل ان تقفلي عليه، سأود أن إذا كنت احب الرجال البيض |
| Ama beyaz adamlara söyleyebilirsin. | Open Subtitles | ولكن يمكنك اخبار الرجال البيض |
| Bu boğucu, yaşlı beyaz adamlarla takılmak istemenle aynı sebep yüzünden. | Open Subtitles | نفس السبب الذي تريد أن تتسكع مع المضجرين، الرجال البيض المسنين |
| Tamam, yapmanı istediğim şey beyaz erkekleri ayırman. | Open Subtitles | حسناً, إسمع ما أريدهُ منكَ أن تعزل صور كل الرجال البيض |
| Sanki beyazları cezalandırıyorlar. | Open Subtitles | الرجال البيض يفعلون ذلك دائماً |