| Fakat Tabii ki, yumuşak dokunun hepsi çürümüş... ...ve iskeletin kendisinden... ...sınırlı bilgi edinilebilir. | TED | ،ولكن وبطبيعة الحال، كل الأنسجة الرخوة قد تحللت والهيكل العظمي نفسه .يحمل معلومات صحية محدودة |
| Bir kez kapandı mı artık yapraklar böceğin yumuşak dokusunu sindiren harici bir mide gibi davranır. | TED | حالما تُغلق، ستكون الأوراق بمثابة المعدة الخارجيّة التي تهضم أنسجة الخنفساء الرخوة. |
| Ön orbital kortekse ince metal bir pipet sok... ve ön lobun yumuşak dokusundan gir. | Open Subtitles | إدراج ماصة معدنية رقيقة في القشرة الأمامية المدارية وأدخل الأنسجة الرخوة في الفص الجبهي. |
| Avcı midesini dışarı uzatarak kurbanının çevresini sarıyor ve yumuşak kısımlarını eritiyor. | Open Subtitles | يقوم المفترس بقلبه على ظهره للوصول الى اجزاءه الرخوة فيذيبها ثم يقذفها الى معدته. |
| yumuşak kabuklu yengeç mevsimi de geçti. | Open Subtitles | موسم صيد سلعطون القشرة الرخوة كاد ينتهي. |
| Yani cevapları bulmak için yumuşak dokuya biraz daha ihtiyacın mı var? Pek değil. | Open Subtitles | إذا فأنت في حاجة للمزيد من الوقت مع الأنسجة الرخوة للإجابة عن هذ االسؤال؟ |
| yumuşak kısımlarda yaralar derin ve geniş bir alanda doku kaybıyla sonuçlanmış ve bol miktarda kan ve/veya serum akıntısıyla kendini belli eder. | Open Subtitles | ففي الماكن الرخوة من الجسم تحدث جروحا عميقة و تاكل شديد وتتميز ايضا بزف شديد في الدماء |
| Son taramalarda çıkmamasına rağmen böbreğinin arkasındaki yumuşak dokuda ufak bir tümör olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعرف ان لديك ورم صغير في الانسجة الرخوة خلف كليتك والذي لم تظهره الاشعة الاخيرة |
| Bakteriyel deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarında. | Open Subtitles | لالالتهابات البكتيرية للجلد والأنسجة الرخوة. |
| Sonuç olarak sol kolunda yumuşak doku enfeksiyonu oluştu. | Open Subtitles | و الذي أخذهم باستخدام إبرة مما أصابه بعدوى الأنسجة الرخوة في يده اليسرى |
| Hızlıca bir yerlere saklanıp yumuşak bedenlerinin sertleşmesini beklemeliler. | Open Subtitles | عليهم الاختباء بسرعة وانتظار أجسادهم الرخوة حتى تتقوّى |
| Ahtapotlar doymak bilmez avcılar olmalarına rağmen, yumuşak bedenleri onları diğer avcılara karşı savunmasız yapar. | Open Subtitles | رغم أن الأخطبوط صيّاد مريع إلا أن أجسادهم الرخوة تجعلهم ضعفاء أمام المفترسين الآخرين |
| yumuşak doku korunuyor çünkü dinozor kanındaki demir serbest radikal üretiyor ve bu radikaller çok reaktif. | Open Subtitles | أتعلم بأن الأنسجة الرخوة تحافظ على قوتها لأن الحديد في دم الديناصور يوّلد الجذور الحرّة وهم شديدِ التفاعل |
| Dünyadaki tüm düzlüklerde, tek tip bir yumuşak vücutlu av bulunur ki açıkta yaşamak için etkili bir çözümleri var. | Open Subtitles | هناك نوع واحد من الطرائد الرخوة في مختلف سهول العالم لديه حلّ عجيب للعيش في العراء |
| Travmatik yaralanmalarda görülen yumuşak doku yaralanmalarını hatırlamak için kullanılan bir akronim. | Open Subtitles | اختصار للتذكير بإصابات الأنسجة الرخوة للبحث عنها خلال تقييم الإصابات |
| Bay Wolfe, uyluk kemiğinin önemli bir parçasını kaybettiniz ayrıca önemli miktarda yumuşak doku hasarı var. | Open Subtitles | سيد "وولف" لقد فقدت عظم الفخذ القاصي. و لديك تلف كبير في الأنسجة الرخوة. |
| Yaklaşık olara 50 yumuşak doku yırtılması. | Open Subtitles | حـوالي 50 مـن الأنـسجة الرخوة ممزقة |
| - Bay Hitchens kulağınız yumuşak dokusunun tamamını kaybetmiş ama yepyeni bir kulak... | Open Subtitles | أذنك فقدت كل أنسجتها الرخوة, ولكن... . سنكون قادرين على بناء أذن جديدة بالكامل. |
| Muhtemelen yumuşak doku hasarıdır. | Open Subtitles | ربما هذا بسبب ضرر في الأنسجة الرخوة |
| Beyninin yumuşak dokusuna bir şey girdi ve çok yavaşça çözüyor onu. | Open Subtitles | و شيئاً ما تم دفعه... إلى الأنسجة الرخوة بدماغك... و ببطء شديد يقوم بإذابته... |