| Yeni Havariler de dünyaya yayılmalı ve saklanmalılar. Ölüyken bunu yapamazsın. | Open Subtitles | فإن الرسل الجديدة التوجه نحو العالم, إخفاء, وهذا ليس عندما كنت ميتا. |
| Amy onun Elçi olmadığını bir şekilde biliyordu. | Open Subtitles | بطريقة ما كانت تعرف أنها ليست من الرسل |
| Diğer peygamberler gibi bizim peygamberimiz de, ...Allah tarafından gönderilen bir insandı. | Open Subtitles | يا ابنتي، الرسول كان انسانا اُرسل من الله مثل مئات من الرسل |
| Rosula, İsa'nın öldükten sonra dirildiğine mezarından çıktığına bu askerlerle yüz yüze geldiğinde, günahlarını affettiğine kutsal hikâyesini koruma görevini verdiğine inanıyor. | Open Subtitles | ويعتقد جماعة الرسل أن المسيح قام من موته وخرج من قبره وعندما قابل أولئك الجنود |
| Kilise 12 yeni havari atadı ve büyük sırrı onlara emanet etti. | Open Subtitles | تقترح الكنيسة الجديدة الرسل الاثني عشر. انهم يثقون بهم إلى سر كبير. |
| Berber'de Nil'i kapamışlarsa, Debba'ya çölden bir haberci göndeririz. | Open Subtitles | اذا كان النيل مغلقا عند البربرية يمكننا تلقى الرسل من صحراء دبا |
| Ve bu projede birer haberciyiz. | Open Subtitles | وفي هذه الحالة ، نحن الرسل. |
| Muhammed, kendisinin ve diğer peygamberlerin portesinin yapılmasını yasakladı. | Open Subtitles | محمد يمتنع عن رسم أو تصوير نفسه أو أى من الرسل |
| Kutsal Havariler Peter ve Paul gücünden ve otoritesinden emin olduğumuz... | Open Subtitles | الرسل المقدّسة بطرس وبولس اللذين لديهم القوة الموثّقة والسلطة |
| Peter'in elinden kabul ettiğin bu yüzükle Havariler Prensi ve Kiliseye olan sevgin güçlenecektir. | Open Subtitles | خذ هذا الخاتم من بيتر وأنت تعرف محبة أمير الرسل |
| - Havariler için. Mesajı yaymalarına yardımcı olsun diye. | Open Subtitles | الرسل لمساعدتهم على نشر الكلمة |
| - Kendilerine Elçi diyorlar. | Open Subtitles | يطلقون على أنفسهم اسم الرسل الاثنا عشر |
| Evlerine bir tane Elçi yolladım. Messire Kikui. | Open Subtitles | بعثت الرسل لمنزلك أنت أيضاً |
| Tanrı sadece peygamberler, ile konuşur ve yeniden barışı sağlayacak birinin... geleceğini söyledi. | Open Subtitles | الله يتكلم عبر رسله و الرسل قالوا ان الرجل سياتي ثانيه |
| Senin gibi sahte peygamberler ve sapkınlar toza karıştığında da ayakta durmaya devam edecek. | Open Subtitles | وسوف تظل واقفة بفترة طويلة بعدما ينتهي الرسل الكاذبون والمعاتيه مثلك |
| Rosula, pederin bizimle konuştuğunu biliyor. | Open Subtitles | جماعة الرسل يعرفون أن الكاهن أتى لأجلنا |
| Rosula kimsenin anlamasını istemiyor. | Open Subtitles | الرسل لا يريدون أبدا أن يفهم {\cH13B9B7}( الرسل يقصد بهم جماعة فرسان البرعم الذين يطاردونها ) |
| Aslında, kahrolası kurtarıcımızın kayboluşu dışında bayağı bir havari kıtlığı da yaşıyoruz. | Open Subtitles | الحقيقة هي، مع منقذنا الحقيقي اللعين، نحن أيضاً ظهرنا لنكون بعض الرسل. |
| Bütün şehirlere haberci gönder. Orduyu toparla. Hemen yola çıkıyoruz. | Open Subtitles | أرسلوا الرسل إلى مدننا واحشدوا الجيش، سنغادر حالاً |
| İncil'deki peygamberlerin mezarlarının üstüne Müslümanlar türbeler inşa etti. | Open Subtitles | علي مقابر الرسل القبطيه بني المسلمون أضرحتهم. |
| Bunun yerine, dış güneş sisteminden gelen haberciler tarafından getirildiler. | Open Subtitles | بالمقابل، كان يجب نقلها بهذه الرسل من النظام الشمسي الخارجي |
| Aziz Peter'in vaaz verdiği havarilere benzemişsin. | Open Subtitles | القديس (بطرس) بشر رسائل الى الرسل و هو على هذه الهيئة |
| Allah daha önce de buyurmuş aynı şeyleri. Nuh' a, Musa' ya, İsa' ya, bütün peygamberlere. | Open Subtitles | إذا كان الله قد آوحى ذلك من قبل , إلى نوح , و موسى , و عيسى إلى كل الرسل و الأنبياء |
| "Size kuzu postunda yaklaşan sahte peygamberlerden sakının." | Open Subtitles | أحذروا من الرسل المزيفون، الذين يأتون إليكم في هئية الحملان، |