| ruhani ayine katılmak istiyorsa şimdiye dek yıkanmaya gelmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | يجب أن يأتي للإستحمام إذا كان سيذهب إلى الطقوس الروحية |
| Bu mekanda oldukça çok ruhani enerji var ama oldukça garip hissettiriyor. | Open Subtitles | ثمة الكثير من الطاقة الروحية في هذا المكان لكن الشعور جد غريب |
| Zuni'ler, tapınaklarına dönebilmeleri için müzelerin onları geri vermesini istiyor. Böylece, ruhsal amaçlarını yerine getirebilecekler. | TED | لذلك يريد شعب زوني استرجاعهم من المتاحف ليصبح بإمكانهم الذهاب إلى منازل أضرحتهم لإتمام غاياتهم الروحية. |
| Beyin tümörlerinin büyümesinin, psişik yeteneklerin gelişimiyle bağlantılı olduğu keşfedildi. | Open Subtitles | نمو الأورام الدماغية له ربط بالمخبرون عنهم حدوث القدرة الروحية. |
| Bu toprakları topluyor olma eylemi bile bir çeşit manevi iyileşmeyi sağladı. | TED | إن عمل جمع التربة بحد ذاته قاد إلى نوع من المعالجة الروحية |
| Karım, çocuğunun vaftiz anası olduğu halde. | Open Subtitles | مع أن زوجتى هى الأم الروحية لبنتك الوحيدة |
| Benim fikrime göre, evet, bu sürece kılavuzluk eden yüce bir ruhani güç var ve bu gibi şeyler şans eseri olmaz. | TED | لذا فأنا مع الرأي القائل بنعم، توجد هذه القوة الروحية العظيمة المسيِّرة للعملية وأمور كهذه لا تحدث بالصدفة. |
| Lezzet önemsiz bir hal aldı, tat tamamen görmezden gelindi insanın ruhani zihni için bu ölüm yemeği kurtarıcı haline geldi. | Open Subtitles | أصبح نكهة عرضية , طعم تجاهلها تماما, للعقل الإنسان الروحية أصبح المنقذ في هذه الوجبة من الموت. |
| ÖIümlerinden sonra bile, rahibeler ruhani üstünlüklerini koruyor. | Open Subtitles | حتى بعد موتها تواصل الأخت سيطرتها الروحية |
| Goethe ve Byron gibi romantik yazarlar buna karşı çıkarak, doğal manzaralara ait bir geçmişin ve gizemli ruhsal güçlerin idealleştirilmiş görünümlerini aradılar. | TED | ردًا على ذلك، بحث مؤلفون رومانسيون مثل غوته وبايرون عن رؤى مثالية لماضٍ مليء بالمناظر الطبيعية والقوى الروحية الغامضة. |
| Yüzyüze iletişime ihtiyacımız var. Duyarlılığın kareografisini bu ruhsal etkileşimler sayesinde öğreniriz ve yalnızlığımızın yerini dostluk, güven, sadakat ve sevgiye bırakırız. | TED | نحتاج للتفاعل وجهًا لوجه حيث سنتعلم جمالية الإيثار ونخلق تلك الأمور الروحية الحميدة مثل الصداقة والثقة والوفاء والحب التي تخلصنا من وحدتنا. |
| O günden sonra, somut gerçekliğimin dokusunu ruhsal inanç ve rüyalarımın oluşturduğunu fark ettim. | TED | منذ ذلك الحين، أدركت أن معتقداتي الروحية وأحلامي تنسج واقعي المادي. |
| Sonrada kulaklarını kafa taslarından Uçuracak psişik bir olayım olacak. | Open Subtitles | حينها ستكون لدي تلك الحالة الروحية التي تنفخ آذان روؤسهم |
| Duke Üniversitesi psişik Laboratuvarı yıllıklarında ön plana çıkıyor. | Open Subtitles | يشرق اسمها في السجلات مختبر جامعة دوق الروحية |
| Ama bu işlere iyice dalınca bir de baktım ki... antropoloji ve psişik olaylar hakkındaki bilgilerim... beni çok pratik bir alana sürüklemiş. | Open Subtitles | لكنه لم يخطر لي حتى أنا علقت بأن معرفتي المشتركة بعلم الأجناس البشرية و الظواهر الروحية خدعني إلى الشيء عملي جداً |
| Bu, aynı olay, kolumu kaldırmak için verdiğim bilinçli kararın dokunmalı-hissetmeli manevi özelliklere sahip bir tanımı var. | TED | نفس الحدث قراري الواعي أن أرفع يدي لديه درجة من الوصف حيث يمتلك كل هذه الصفات النوعية الروحية من اللمس و الأحساس |
| Maslow'un yanlış düşünüp düşünmediğini merak eden birisi olarak, bu manevi ihtiyaca dair seçimi çok alçakgönüllü bulurum. | TED | بالنسبة لشخص كان يتساءل إن كان ماسلو مخطئا، إلا أنني وجدت أن فكرة تقديم الحاجيات الروحية أمر يدعو إلى التواضع. |
| Karım, çocuğunun vaftiz anası olduğu halde. | Open Subtitles | مع أن زوجتي هي الأم الروحية لابنتك الوحيدة |
| Galiba bazı serseriler Paris'in vaftiz kızını kaçırmışlar. | Open Subtitles | يَبْدو أن بعضِ الاوغاد ,أختطفوا ابنة باريس الروحية |
| Ruh çağıran büyücüyü ve Şerif Northman'ı gözaltına aldığımı bildirmek istedim. | Open Subtitles | فقط أردت إعلامك بأن لدي الوسيطة الروحية والعمدة نورثمان معتقلين بحوزتي. |
| Başka hiç bir otel barında Medyum bulundurmuyor, bu bizim markamız. | Open Subtitles | لا يوجد فندق آخر يقوم بالقراءات الروحية في الحانة, إنها ميزتنا التجارية |
| Frasier'da benim mistik, ruhani eğilimim yok. | Open Subtitles | حَسناً، فرايزر أَبَداً مشتركُ جداً نزعتي الروحية الباطنية. |
| Onun için şu pisişik Medyum bozuntularına fazla takılma hokus pokus zımbırtıları falan. | Open Subtitles | ففي القريب ستدمر الأوراق الذهبية بكل ما تقوم بالسعي وراءة من خرافات الوساطة الروحية. كل هذا الجلال جلا والخرافات |
| Bu merdiven bizi dindışı ya da sıradan hayatlarımızdan çıkarıp kutsal ya da derinden bağlı hayat deneyimlerine götürür. | TED | وذلك الدرج يأخُذُنا من تجربة الحياة المُدنسة والعادية ويرفعنا إلى تجربة الحياة المقدسة ، أو الحياة الروحية. |
| Bu bize, insanlarımızı kötülüklerden ve ahlaki değerlerini yok eden şeylerden kurtarmak için gerekli dini zemini ve ruhani gücü verecek. | Open Subtitles | .. ذلك يوفر لنا القاعدة الدينية و القوة الروحية الضرورية لكى نتمكن من تخليص .. قومنا من الفساد . الذى دمر أخلاق مجتمعنا |
| Bu defaki ruhani ayin sırasında Veliaht Prens Wang Moo kem ruhları defedecek. | Open Subtitles | خلال الطقوس الروحية وانغ مو سيطردُ بعيدًا الأرواح الشريرة |