| kum torbaları ve boş karton kutu dolu bir kamyon var. | Open Subtitles | هناك شاحنة بحقائب الرّمل و صناديق الكرتونة الفارغة |
| kum sıcaksa dişi... değilse erkek oluyorlar. | Open Subtitles | إذا كانت حرارة الرّمل عاليةً، سيكونون أنثويّون، إذا كانت منخفضًة، سيكونون ذكريّون، |
| Görüyorsunuz, bacaklarını kum yüzeyine yayıyor. Bunun nedeni: | Open Subtitles | يمكنك ان ترى أنه يفرد أرجله على سطح الرّمل. |
| Gürle savaş meydanlarında zamanın rüzgarlarıyla. kum senin kuvvetindir. | Open Subtitles | ساحة المعركة قد تلاشت في مهب الريح مع مرور الزمن الرّمل هو قوّتُك |
| Kireç, motor yağı, kum ve su) | Open Subtitles | إسمنت روماني مكون من الكلس، الشّحم ، الرّمل والماء" |
| ben ise kum yemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | لذا، شخصياً أفضّل آكل الرّمل. |
| - kum torbası ve put. | Open Subtitles | ككيس الرّمل والصّنم. |
| Evet, insanları uyutuyorum, yarın akşam bana, kum adam diyecekler. | Open Subtitles | نعم؟ أنا أجعل الناس ينامون، و بقتال يوم الغدّ ، سيدعوني بـ(رجل الرّمل). |
| Mezarlarda sadece kum torbası dolu tabutlar varmış. | Open Subtitles | توابيت ملأى بأكياس الرّمل ... |