| Benim yüzümden, oğlumun hayali arkadaşı çöp kamyonunun altında ezildi. | Open Subtitles | بسبي فإن صديقة ابني الخيالية تم دهسها من سيارة الزبالة |
| Geçen hafta bu çöp tenekelerini devirdiğin için... küçük kıçını tekmelemeliyim. | Open Subtitles | سأحرق مؤخرتك الصغيره لأنك أوقعت براميل الزبالة الأسبوع الماضي |
| - Evet. Onun gibi, ama sandalye yerine, bir çöp yığını var. | Open Subtitles | مثل هذا , ولكن بدلاً من الكرسى هرم من الزبالة |
| Sanırım bizimle biraz takılabilirsin. Ama biz o çöpü yemeyiz. | Open Subtitles | أعتقد أنّه يمكنك مصاحبتنا لقليل من الوقت, إلا أنّنا لا نأكل تلك الزبالة. |
| O çöpleri kamyonumdan çıkar... | Open Subtitles | أقترح بأنّك تصبح تلك الزبالة من شاحنتي الآن |
| Cumadan önce çöpün dışarı çıkartılması gerekiyor. | Open Subtitles | سأكون في حاجة أن يتم التخلص من الزبالة قبل الجمعه |
| Bu sefer dayattı. Ya bu çöplük gider, ya da ben dedi. | Open Subtitles | ذات يوم قالت, اما ان تذهب الزبالة او اذهب انا |
| Ucuz şarap soğutucuları ve çöp tenekesinde yanan ateş. Bak bakalım, beğenilen biri olmak için kaç kere doğman gerekiyormuş. | Open Subtitles | مبردات النبيذ الرخيصة, ونار في براميل الزبالة أين أوقع؟ |
| çöp kutusundaki ufak şişeyi gördüğüm an anladım. | Open Subtitles | عَرفتُ حالما رَأيتُ القارورة في برميلِ الزبالة |
| - Hadi seni çöp tenekesi 50 metre | Open Subtitles | نحتاج سرعة أكثر هيا، اكمل من الزبالة 50متر |
| Burası eskiden çok güzeldi şimdi ise, çocuklar her yere çöp atmış. | Open Subtitles | هذا المكان كان جميلاً الآن الأطفال يتركون الزبالة في كل مكان |
| Ne zaman arabadan bir çöp atsanız, Geri gelip tam da benim suratıma çarpıyor. | Open Subtitles | عندما ترمون الزبالة من السيّارة، فهي ترْجع هنا وتضْربني على الوجه |
| Bütün marina çalışanlarını bilir, ...adamlar aradığımız çöp tenekelerini boşaltıyor. | Open Subtitles | سيكون لديه الجميع من مدير الميناء إلى الرجل الذي يفرغ براميل الزبالة ليبحثوا عنا |
| Bir keresinde adamın tekinin çöp tenekesini alıp elemanın kafasında kırdığına ve her tarafın kana bulandığına şahit oldum. | Open Subtitles | تشارلي، تشارلي أنا كُنْتُ هناك مرّة ورأيت رجل يلتقط برميل الزبالة |
| çöpü çıkar, bunu konteynerin en üstüne koy. | Open Subtitles | حسناً، فلترمي القمامة وضع هذه فوق الزبالة |
| Eşime göre hayatın amacı çöpü dışarı çıkarmak. | Open Subtitles | حسناً, تقولُ زوجتي أن هدفي في الحياة هو إخراج الزبالة |
| Korumalarım çöpleri kurcalayan birilerini buldular. | Open Subtitles | الحراس عثروا على اشخاص يبحثون في الزبالة |
| Tek yapmamız gereken çöpleri atmak. | Open Subtitles | كل ماعلينا عمله هو اخراج الزبالة. |
| Cumadan önce çöpün dışarı çıkartılması gerekiyor. | Open Subtitles | سأحتاج إلى أن يتم اخراج الزبالة قبل الجمعه |
| Efsanevi ustaların işiyle senin üstündeki çöplük aralarındaki farkın ne olduğundan haberin var mı? | Open Subtitles | بكل مهارة لتلك الأسطورة مقارنة بتلك الزبالة التي عليكِ هل تعرفين حتى ما الفرق بينهما؟ |
| Bunu ait olduğu yere yani çöpe atana kadar yemeğimi zevkle yiyemeyeceğim. | Open Subtitles | ولن استمتع بعشائي قبل ان ارمي هذه في الزبالة حيث مكانها الحقيقي |
| Şu çöplüğe bak, İşe yarar hiçbir şey yok! çöplük! | Open Subtitles | انظر إلى كل هذه الزبالة هذه غير جيدة على الاطلاق تخلص منها |
| Yahu hepsi hurda be. | Open Subtitles | لآ , حمولة من الزبالة |