| Şu an hücre hapsinde, ama revirde çalışıyor. Gece vardiyası. | Open Subtitles | إنه في الزنزانة الانفرادية الآن لكنه يعمل في المستوصف ليلاً |
| Dr. Morton bana yıllar önce hücre 44'ten kaçan bir hastadan bahsetmişti. | Open Subtitles | دكتور مورتن اخبرنى عن المريض الذى هرب من الزنزانة 44 منذا سنة |
| hücreye dönüp, o hafif küçük sesi neyin yaptığını bulalım. | Open Subtitles | سنعود إلى الزنزانة ونكتشف من أين صدر هذا الصرير الخافت |
| hücrede, ortalığı biraz neşelendirmek için uydurduğum komik bir hikayeyi anlatıyordum sadece. | Open Subtitles | لقد كنت أحكي قصة في الزنزانة لقد اختلقتها لأجعل الأمر أكثر بهجة |
| İki saatten daha kısa bir sürede, halatı hazırlayıp hücreyi temizledik. | Open Subtitles | في أقل من ساعتين، كان الحبل جاهزاً، وتم كنس الزنزانة. |
| Güvenlik Sistemi'ni biz kapattık. Seni o hücreden biz çıkardık. | Open Subtitles | فأغلقنا أنظمة الحماية , نحن من اخرجك من تلك الزنزانة |
| Beni o leş gibi kokan sakallıyla zindana atın ama o yatağa çıkmam. | Open Subtitles | ضعني في الزنزانة بتلك الرائحة الكريهة رجال متلحون. لكني لن أتقدم على ذلك |
| Scott hücre kapısından geri adım attı ağzından tükürükler saçarak "siktir git". | Open Subtitles | رجعت سكوت عن باب الزنزانة عندما بدأ البصاق يخرج من فم كيلي |
| - Ölmüş. Duruşmasını beklerken hücre arkadaşları vatanseverlik adına onu öldürmüş. | Open Subtitles | قُتل أثناء إنتظاره للمحكمة عن طريق زميله في الزنزانة بإسم الوطنية. |
| Karbin. Bir tür karbin bu. Bu hücre karbinden yapılmış. | Open Subtitles | كارباين، نوع من الكارباين الزنزانة مصنوعة من نوع من الكارباين |
| Koruma mühürleri doğru olmazsa bu hücre hiçbir şeyi tutamaz. | Open Subtitles | لن تردع الزنزانة أي شيئ إن كانت التعاويذ غير صحيحة |
| Anlayacağın seni konuşmaya karar verene kadar bir hücreye tıkabilirim. | Open Subtitles | لذا يمكنني وضعكِ في الزنزانة وستبقين هناك ، حتى تتحدّثين |
| Sağlık görevlilerini aradıktan sonra görevliler hücreye gelmiş. | TED | لذلك نادوا على المسعفين وذهب المسعفون إلى الزنزانة. |
| Lütfen geride dur. Onu hücreye sokmaya çalıştığımı görmüyor musun? | Open Subtitles | ألا ترين أننى أحاول إدخاله إلى الزنزانة ؟ |
| Senin gibi bu hücrede kaldığım zaman bir taşla duvara kazımıştım. | Open Subtitles | لقد نحتها هنا بصخرة عندما كنت هنا في هذه الزنزانة. مثلك. |
| Bir keresinde onlardan tekiyle hücrede biraz zaman geçirmiştim. | Open Subtitles | لقد قضيتُ بعض الوقت مع أحدهم في الزنزانة ، شاب وغد مجنون |
| "Kafesleri yıkadı, tüm hücreyi tepeden tırnağa sterilize etti..." | Open Subtitles | فغسل الأقفاص وعقّم الزنزانة من الأعلى وحتى الأسفل، |
| Sarge, yolla şu lanet yemeği adamım! Eğer o kahrolası parayı ve kitabı geri alamazsam, bu hücreden canlı olarak çıkamayacaksın. | Open Subtitles | إن لم أحصل على ذلك الدفتر والأموال أنت لن تخرج من هذه الزنزانة حيا |
| Eğer zindana kapatıldıysan, şuan yapacak çok bir şey yok, değil mi? | Open Subtitles | حسنا، إذا أنت مسجون في الزنزانة وليس فى يدك أى شئ تفعله |
| Aslında, hücrenin tamamı hiçbir zaman temizlenmemiş ki yerler ve duvarlar kan ve balgamla kaplı. | TED | في الواقع، الزنزانة بالكامل لم تُنظف أبدًا، لذلك فالأرضية والجدران مغطَّاة بالدم والمخاط. |
| Kızlardan biri, zindan dışında da müşterilerle görüştüğünü düşünüyormuş. | Open Subtitles | واحدة منهن إعتقدت أنّها ربما رأت أحد العملاء خارج الزنزانة |
| zindanda geçen bunca aya rağmen... güzelliğin hiç bozulmamış... | Open Subtitles | بالرغم من كل هذه الشهور فى الزنزانة فلم يتشوه جمالك |
| Sen ve yan hücredeki çocuk üzerinde çok etkim var. | Open Subtitles | لدي أدلة شبه مؤكدة أنك أنت وزميلك في الزنزانة المجاورة |
| 13'ü kapat! | Open Subtitles | أغلق الزنزانة 13 |
| Belki biraz hapishane hücresine de benziyordur. | Open Subtitles | كنت أفكر في أنه يشبه التواجد في الزنزانة أيضاً |
| Beni tekrar hücreme koy gitsin. | Open Subtitles | لن أتحدث ضعنى فى الزنزانة من جديد |
| Belki avrupaya gittiğimizde Prag' a gider, onun hücresinde kalırız. | Open Subtitles | ربما في رحلتنا إلى أوروبا نستطيع أن نذهب هناك ونبقى في تلك الزنزانة |
| zindanın kapıları açılır ve prensimiz özgür kalır. | Open Subtitles | وبعدها تفتح بوابة الزنزانة وأميرنا يمكن أن يذهب حيث يريد |