| Ellerinden geleni yapıyorlar, ...ama iki saatimizi aksini savunmak için harcadık. | Open Subtitles | إنها يبذلان جهدهما ولكننا قضينا الساعتين الماضيتين نناقش العكس |
| Tam iki saatimizi boşa harcadık ve şimdi baştan başlamak zorundayız. | Open Subtitles | رائع لقد أهدرنا الساعتين الماضيتين و الآن يجب أن نبداء من جديد |
| Bak, Son 2 saatimi ailenle konuşma yaparak geçirdim. | Open Subtitles | انظر ، انا امضيت الساعتين الماضيتين أتحدث مع والديك |
| Son iki saat içinde şu ağacın yanından 4. kez geçiyoruz. | Open Subtitles | إذاً هذه رابع مرّة نمرّ على هذه الشجرة خلال الساعتين الماضيتين |
| Çıtı çıkmadı. Son iki saattir kımıldamadı bile. | Open Subtitles | لم يتحرك ولا حركة واحدة منذ الساعتين الماضيتين |
| Maskenin ardındaki adamı yalnızca birkaç saattir gizlemeye çalışıyorum ve bu pek kolay değilmiş. | Open Subtitles | وقد أمضيت الساعتين الماضيتين محاولة التستر على البطل المجهول |
| Bazıları, son birkaç saat içinde güncelliklerini yitirmiş olabilir. | Open Subtitles | .ربما سقط البعض منها في الساعتين الماضيتين |
| Son iki saatimi, sana kalp krizi geçirtmeden kendimi göstermenin yollarını düşünerek geçirdim. | Open Subtitles | انا قضيت الساعتين الماضيتين محاولاً ان اكتشف طريقة كي اظهر نفسي دون ان اسبب لك ازمة قلبية |
| Son 2 saatimi onu yumruklamadan geçirdim. | Open Subtitles | قضيت الساعتين الماضيتين وأنا أمنع نفسي من لكمه |
| Son iki saat içinde eşinin televizyona çıkmasından sonra, dört bin kişi aradı. | Open Subtitles | حسناً، في الساعتين الماضيتين منذ حديث زوجك بالتليفزيون، تلقينا 4 ألاف مكالمة |
| İki saat içinde basıncı üç kez azaltmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان علي تخفيف الضغط ثلاث مرات في الساعتين الماضيتين |
| Son iki saattir ne zaman sen dağıtsan, o kazanıyor. Hayır, her zaman değil. | Open Subtitles | طوال الساعتين الماضيتين ، كلما قمت أنت بالمداولة فإنه يربح |
| Son iki saattir, seni görürüm umuduyla buralardan geçiyordum da. | Open Subtitles | لقد كنت أتمشى فقط الساعتين الماضيتين آملُ لأن تظهري |
| Ve son birkaç saattir kimse yüzüme tükürmeye çalışmadı. | Open Subtitles | و لم يبصق أحد في وجهي في الساعتين الماضيتين |
| Telefon birkaç saattir sürekli bildirim aliyor. | Open Subtitles | الهاتف لم يتوقف عن الرنين في الساعتين الماضيتين |
| Yaraların tazeliği, son birkaç saat içinde gerçekleştiğini gösteriyor. | Open Subtitles | الآثار الحديثة الموجودة على الجروح تشير بأنّ الجريمة وقعت خلال الساعتين الماضيتين |