| Böyle bir odak noktası sağladığınızda, sürü istihbaratı ortaya çıkıyor. | TED | عندما تقدم مسألة مركزة من هذا النوع، يظهر ذكاء السرب. |
| Eğer sürü dağılırsa, ...yarasa su yüzeyini tırmıklayarak bir balık kapmaya çalışır. | Open Subtitles | وإذا تفرّق السرب يخدش الخفاش السطح يحرث الماء محاولا أن يوقع بالسمك |
| Filo komutanı Bartlett, bir kez daha kaçar ve yakalanırsanız sizi vururuz. | Open Subtitles | "قائد السرب "بارتليت لو هربت مرة آخرى وقبض عليك سنطلق النار عليك |
| Polonya'nın genç erkekleri, Kraliyet Hava Kuvvetleri'ndeki Polonya Hava Filosu ile ülkelerinin intikamını alıyordu. | Open Subtitles | شباب بولندا ينتقمون لبلادهم انه السرب البولندي في سلاح الجو الملكي البريطاني |
| - Lütfen tavsiyede bulunun. - Kazıcı 1, Kazıcı 1, burası Merkez. | Open Subtitles | رجاء وجهونا ديغر واحد , ديغر واحد هنا السرب |
| Asker gönderin, Mavi ekibi, Ana gemiyi karantina altına almalarını söyleyin. | Open Subtitles | اطلق المارينز السرب الازرق الاوامر تطويق السفينه النجميه |
| Ama bu sürünün davranışları hayranlık verici olsa da, nasıl davranacağını tahmin etmek yine de imkansızdır. | Open Subtitles | أو حتى خطة مسبقة ولكن مع روعة السلوك لهذا السرب من المستحيل أن نتنبأ بسلوكه |
| sürü, kendi iradeleriyle ortak bir amaç için birleşmeyi seçen on binlerce gönüllüden oluşan bir topluluktur. | TED | السرب هو تجمع لعشرات الآلاف من المتطوعين الذين اختاروا برضاهم العمل نحو هدف مشترك. |
| Ve işte burada sürü gibi çalışmak devreye giriyor, burada sürü zekâsı devreye giriyor. | TED | وعند هذه النقطة يأتي العمل بذكاء السرب، حيث ذكاء السرب يتدخل. |
| Ya da en azından, sürü hâlinde çalışmanın maliyet uygunluğu avantajını sağlamıyor. | TED | أو على الأقل، لا يحقق لكم أفضلية الفعالية في التكلفة للعمل بذكاء السرب. |
| Er Dufourquet, 3. Filo. Fransız Hava Kuvvetleri. | Open Subtitles | الجندى دو فوركيه , السرب الثالث فى القوات الجويه الفرنسيه , أفهمت ؟ |
| O sıralarda Filo iki kola ayrılmış ve adanın etrafına dağılmıştı. | Open Subtitles | وقتها أنقسم السرب لفريقين ليحيط بيمين و يسار الجزيره |
| John, Filo lideri Alec Laing'i tanıştırayım. | Open Subtitles | جون , اسمح لى بان اقدم لك قائد السرب اليك لينج |
| Amerikalı gönüllü asker, Kraliyet Hava Gücü, 133. Hava Filosu. Yok olduğu kabul edilmiş. | Open Subtitles | متطوّع أمريكي فى القوّات الملكيّة الجويّة، فى السرب 133 ، إلاّ أنّه إختنفي |
| Yüzbaşı Jack Harkness, 133.cü Hava Filosu. | Open Subtitles | الكابتن جاك هاركنس من السرب 133 |
| Merkez, Kazıcı 1. Sizi duyduk. | Open Subtitles | السرب ديغر واحد نتلقاكم لقد فقدنا التحكم بالطائرة |
| Mavi Filo, ben Mavi Lider. | Open Subtitles | السرب الأزرق، هنا قائد السرب أوقفوا الهجوم.. |
| Küçük dostum, artık sürünün bir parçasısın. | Open Subtitles | انت ,يا فيللا الصغير انت واحد من السرب الان |
| İyi başlangıç, ama ekibin hâlâ hikâyeyi tamamlayan kanatlı sürüyü filme alması gerekiyor. | Open Subtitles | إنَّها بداية جيدة لكن الفريق مازال بحاجةٍ لتصوير السرب المُجنح الذي يُتمِّمُ القصة. |
| Ben Burpelson Hava Üssünden Grup Yüzbaşı Mandrake. | Open Subtitles | الإستعلامات ؟ "انا قائد السرب "ليونيل ماندريك أتحدث من قاعدة بيربلسون" الجوية" |
| Uçuş bağlantısı onaylandı, Pençe 1. Filonun bir parçası olmak güzel. | Open Subtitles | تم التأكيد يا ـ تالون 1 ـ من الجيد كوني في السرب |
| -Onayla sağ Kanat. | Open Subtitles | إلى الطائرة الآلية أكد على وجودك في السرب |
| Mavi takım hedefe saldırırken korumalarını emret. | Open Subtitles | أخبرهم أن يقوموا بالتغطية بينما يقوم السرب الأزرق بتدمير الهدف |
| Börek bölüğü buraya konuşlanırken kurabiye bölüğü de burada yerini alacak. | Open Subtitles | السرب الحربي لفطائر اللحم سيأخذ موقعه هنا بينما السرب الحربي للبسكويت سيأخذ مكانه هنا |
| Yavru bir turnayı sürüden ayırmak için, ikili ekipler halinde çalışıyorlar. | Open Subtitles | تعمل النسور في أزواج لفصل طائر صغير عن السرب. |
| Pilotlar, yolda ekip liderleriniz tarafından bilgilendirileceksiniz. | Open Subtitles | أيّها الطيّارون، سيتم إرشادكم من قبل قائد السرب في الطريق. |