| Tıpkı eskisi gibi üst ranzayı sen alacaksın, biliyorum. | Open Subtitles | أعرف، ستحصَل على السرير العلوي كما كانَ الأمر سابقاً |
| Ama bu odada kalıyorsak üst ranzayı ben alırım. | Open Subtitles | ولكن إذا كنا سنبقى في هذه الغرفة سأحصل على السرير العلوي. |
| Ben üst ranzayı alayım. | Open Subtitles | سآخذ السرير العلوي |
| Bu hücredeyken, Üst ranza senin. | Open Subtitles | أنت في هذه الزنزانة ، على السرير العلوي |
| Evet, haklısın. Tamam, Üst ranza benim. | Open Subtitles | معك حق، سآخذ السرير العلوي |
| Üstteki yatak yıldızlara bakıyor, aşağıda ise bir şey yok. | Open Subtitles | السرير العلوي يحجب رؤية النجوم و لا يوجد شيء مزين بالأسفل |
| Üst ranzada uyuyamıyordum ve 10 yaşındaydım. | Open Subtitles | لم أستطع النوم في السرير العلوي كان عمري 10 |
| üst ranzayı severim. | Open Subtitles | يروق لي السرير العلوي |
| Bak, üst ranzayı mı istiyorsun? | Open Subtitles | -تريد السرير العلوي خذه |
| Üst ranza benim artık. | Open Subtitles | و السرير العلوي لي الآن |
| Üst ranza. | Open Subtitles | -في هذه الغرفة، في السرير العلوي . |
| Üstteki yatak bozulmamış. | Open Subtitles | السرير العلوي مرتب |
| Klor gazını yere koymuş ve Üst ranzada güvende olacağını zannetmiş. | Open Subtitles | ظن انه سيكون بأمان في السرير العلوي حسنا لم سيحاول اي احد ان يسمم رجلنا؟ |