| Cep telefonu yasak ve sular seller gibi Yağmur yağıyor olsa bile bu çocuklar teneffüste dışarıya çıkacaklar. | Open Subtitles | لا الهواتف المحمولة، وأنا لا يهمني إذا كانت السماء تمطر ابرادوودليس، أريد الحصول على هؤلاء الأطفال خارج خلال العطلة. | 
| İki gündür Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | وقد تم السماء تمطر لمدة يومين. | 
| Bayan, Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | سيدتي، السماء تمطر أيجب أن أتوقف؟ | 
| Geçen sene Miami'deyken devamlı yağmur yağdı. | Open Subtitles | في العام الماضي عندما كنت في ميامي كانت السماء تمطر بشدة طوال الوقت | 
| - Para yağdırıyordu. | Open Subtitles | كانت السماء تمطر أموالًا. | 
| Şey,y-y-yağmur yağıyordu. ve, um, saçları ıslanmıştı. | Open Subtitles | حسنا يومها كانت السماء تمطر وكان شعرها مبتلا | 
| Of! Bardaktan boşalırcasına Yağmur yağıyor! | Open Subtitles | السماء تمطر قططاً وكلاباً بالخارج | 
| - Çünkü sürekli Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | اوه، بسبب أن السماء تمطر هنا دوماً | 
| Kramer, bu... Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | كرايمر، السماء تمطر. | 
| İngiltere'de Yağmur yağıyor mu? | Open Subtitles | هل السماء تمطر في انجلترا؟ | 
| Yağmur yağıyor! Yağmur! | Open Subtitles | السماء تمطر. | 
| Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | السماء تمطر | 
| Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | السماء تمطر | 
| Yağmur yağıyor! | Open Subtitles | السماء تمطر! | 
| Ama yağmur yağdı. | Open Subtitles | ولكن السماء تمطر. | 
| Suratıma tükürüp "yağmur yağdı" deme. | Open Subtitles | وتقنعني بأن السماء تمطر | 
| - Para yağdırıyordu. | Open Subtitles | كانت السماء تمطر أموالًا. | 
| Yanlış hatırlamıyorsam, bir çığlık duydum, sonra oraya koştum, gökten kadın yağıyordu | Open Subtitles | لا ادرى بحق الجحيم، لقد سمعت صراخاً، وعندما ذهبت هناك وجدت السماء تمطر نساءً |