| Fakat Einstein daima kara deliklerin matematiksel bir gariplik olduğunu düşündü. | TED | لكن أينشتاين إعتقد دائما أن الثقب السوداء هي غرائب رياضية. |
| SD: kara delikler bilinen evrendeki en küçük öbjeler. | TED | ش.د: الثقوب السوداء هي أصغر أجسام في الكون. |
| SD: kara delikler gerçekten de çağımızın temel bilinmezi çünkü bu konuda kuantum dünyası ve yer çekimi dünyası birleşiyor. | TED | ش.د: الثقوب السوداء هي اللغز المحوري لعصرنا، فهناك هو حيث يجتمع عالم الكم بعالم الجاذبية. |
| kara delikler evrendeki en yıkıcı cisimler arasındadır. | TED | الثقوب السوداء هي إحدى أشدّ الأجسام تدميرًا في الكون. |
| kara delikler galaksimizdeki en şaşırtıcı cisimler arasında. | TED | الثقوب السوداء هي من أكثر الأهداف المحيِّرة في الكون. |
| Karadeliklere dair bugünkü hikayem, belli bir kara delik hakkında. | TED | لذلك فإن قصتي اليوم عن الثقوب السوداء هي عن ثقب أسود محدد |
| Bu tür şeyleri filmlerde görmüştüm. kara deliklerin, başka bir evrene geçit olduğunu söylüyorlardı. | Open Subtitles | لقد رأيت أفلاماً وما إلى ذلك، وكانو يقولون أن الثقوب السوداء هي بوابات لعوالم أخرى |
| Şimdi de kalkmış kara Tepeler'in sizlere, Yüce Ruh tarafından miras olarak bırakıldığını iddia ediyorsunuz. | Open Subtitles | و علاوة على ذلك تتدعون ان التلال السوداء هي ملكية خاصة ورثتها لكم الروح العظيمة |
| kara delikler, uzay-zaman eğrisinin en uç örnekleridir. | Open Subtitles | الثقوب السوداء هي الأكثر تطرفاً وهي مثال على تشوه الزمان والمكان. |
| Çünkü kara delikler evrende bildiğimiz... en şiddetli yerlerdir. | Open Subtitles | لأن الثقوب السوداء هي على الأرجح أكثر الأماكن التي نعرفها عنفاً في الكون. |
| kara delikler tüm bu sistemlerin odak merkezleridir, farklı galaksilerin biçim ve boyutlarını belirlerler. | Open Subtitles | بدلا من ذلك الثقوب السوداء هي البؤرة المركزية لهم جميعا لتحديد شكل وحجم المجرات المختلفة |
| kara Cuma yıllık satışların en uzun günüdür. | Open Subtitles | الجمعة السوداء هي أطول يوم من مبيعات العام. |
| kara borsada yaptığı anlaşmalar o kadar şaibeli ki bazı hükümetler onu kara listeye aldı. | Open Subtitles | صفقاته في السوق السوداء هي ظليلة جدا فقد هبطوه في قائمة ضربات حكومية معينة. |
| kara delik teriminin uydurulması için on yıllar gerekmişti ve insanlar kara deliklerin gerçek astrofiziksel cisimler olduklarını farketti -- gerçekte onlar ömürlerinin sonunda feci şekilde çöken çok büyük yıldızların ölüm evreleridir. | TED | عدة عقود من قبل صيغة إسم "الثقب الأسود" أدرك الناس أن الثقب السوداء هي أجسام سماوية حقيقية -- إنهم في الحقيقة حالة موت نجوم جد ضخمة عندما تنهار بصفة كارثية خلال نهاية حياتها. |
| Eski, tarih öncesi zamanlardan olan o çok büyük şeylerden. Ve kara delikler ise dinozor kemikleri gibi bu arkeolojide kullandığımız şeyler. | TED | إنهم تلك الأشياء الهائلة التي تكون قديمة من أوقات ما قبل التاريخ و الثقوب السوداء هي نوع مثل عظام الديناصورات و التي بها نقوم بعلم الأثار |
| Evet, kara kutular, onlar turuncu olur. | Open Subtitles | أجل، الصناديق السوداء هي برتقالية |
| kara İlahi ise mutlak güç demek. | Open Subtitles | الترنيمة السوداء هي السلطة المطلقة |
| Palm'ın, saçlarıyla vücudunu kaplayarak kalkan yapma yeteneği kara Dul ruhsal haline göre görünüşü değişen bir teknikti. | Open Subtitles | "الأرملة السوداء هي قدرة (بالم) لتسليح نفسها بتغطية جسدها بشعر رأسها" "واتّخاذ أشكال متعددة وفقًا لحالتها العاطفيّة" |
| kara El, bir Sırp suikast grubu. | Open Subtitles | (اليد السوداء) هي مجموعة السفاحين الصرب |